WSWS Joma Sison’u ve Filipinli Maocuları yanıtlıyor

Dünya Sosyalist Web Sitesi, 5 Haziran’da, Filipinli Maocuların nasıl Çin’e karşı savaş kışkırtıcılığı yaptığını ve “ABD emperyalizmine hizmette çok önemli bir rol oynadığı”nı teşhir eden bir makale yayımlamıştı.

Söz konusu olan, Çin’in kontrol ettiği mercan adaları çevresindeki 20 kilometrelik kıta sahanlığı sınırı içinde askeri uçak uçurma tehdidi dahil olmak üzere, Washington’ın Pekin üzerindeki baskısının Güney Çin Denizi üzerinden keskin bir şekilde tırmanmasıdır. Geçtiğimiz hafta Çin’i Nazi Almanya’sı ile karşılaştıran Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino, ABD’yi sonuna kadar destekliyor.

Filipinler Komünist Partisi (FKP) ve onun Bagong Alyansang Makabayan’ı da (BAYAN) kapsayan yasal cephe örgütleri, WSWS’nin çözümlemesinden sızlandılar; çünkü bu çözümleme, Filipin işçi sınıfına onların Washington adına çevirdikleri dolapları ifşa etmişti.

BAYAN’ın genel sekreteri Renato Reyes, 7 Haziran’da, Facebook’ta, WSWS’de yayımlanan makaleye, basitçe, “Bu makale aptalca ve bilgisizdir.” diyen bir link gönderdi.

Birkaç saat içinde, FKP’nin önderi Joma Sison, Reyes’i Facebook’ta yanıtladı: “Filipinler’in egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün hem ABD hem de Çin tarafından ihlal edilmesine karşı P1NAS’ın [Egemenlik İçin Birleşmiş Filipinliler’in] konumunu hemen yayman gerekiyor.”

Sison, şöyle devam etti: “Dünya Sosyalist web [metinde aynen böyle], Troçkisttir. O, daima, FKP ve komünizm karşıtıdır. Herhangi bir müdahil dış güçten birinin değil; BM Sözleşmesi’ne ve UNCLOS’a [Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne – BMDHS] uygun olarak Filipinler’in ulusal egemenliğinden ve toprak bütünlüğünden yana olduğunu herkese kanıtla.”

Renato Reyes, 12 Haziran’da, BAYAN’ın ulusal egemenliği savunmada hem ABD’ye hem de Çin’e karşı olduğunu yineleyen kısa bir yanıt yazdı; ardından da, Dünya Sosyalist Web Sitesi’ne, “Çin’in egemenliğimize yönelik ihlallerine ne zaman karşı çıkacaksınız? Yoksa bunun üzerinde durmaya değmeyen önemsiz bir konu olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diye sordu.

Sison’un ve Reyes’in yanıtları, FKP’nin sınıf yönelimini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Her ikisi de, ulusal egemenlik ve BMDHS adına Çin’e karşı bir savaşı destekliyor olduklarını reddetme yönünde herhangi bir çaba göstermiyorlar. Bu, Filipin burjuvazisinin tarafını tutmaktır.

FKP, burjuva çıkarların hizmetinde çalışan küçük-burjuva çalışanlarla doldurulmuş bir burjuva siyasi partidir. Onların politikalarında sosyalist bir perspektiften en ufak bir iz yok. Onların işçi sınıfına ilişkin bir kaygısı bulunmuyor; onlar işçi sınıfından söz etmiyorlar.

Sosyalistler, Filipinler gibi ezilen ülkeler ile ilgili olarak ulusal egemenlik sorununa kayıtsız değildir; ancak bu, bütünüyle, işçi sınıfının uluslararası birliğinin ve bağımsız örgütlenmesinin gelişmesine tabidir.

Filipinli işçilerin görevi, ABD emperyalizminin savaş yönelişine ve uluslararası mali sermayenin yağmacılığına karşı her bir ülkede işçi sınıfını savunmaktır. Bu, yalnızca, Pekin’deki cani Stalinist rejim dahil, kapitalizmin devrimci yolla yıkılması dolayımıyla mümkündür.

Sison’un ve Reyes’in Troçkizme ve WSWS’ye düşmanlığı, ulusalcılığa/milliyetçiliğe dayanan ve her zaman ulusal burjuvaziye yönelmiş olan Maoculuğun buna kökten karşı olan sınıf perspektifini vurgulamaktadır.

FKP’nin ulusal egemenliğe ilişkin kabaran desteği, işçi sınıfını ve ezilen kitleleri, ABD askeri üslerinin geri gelmesi çağrısı yaparak ve Çin karşıtı ABD savaş yönelimini destekleyerek, eski sömürgeci egemene kucak açarak kendi rüşvetçi çıkarlarını ilerletme peşinde koşan Filipinler burjuvazisinin en sağcı kesimlerine tabi kılmayı hedeflemektedir.

FKP, ABD emperyalizmi karşıtı önceki boş demagojisini neredeyse tamamen terk etmiş durumda. BAYAN, ABD üs anlaşmasına, ABD’nin Güney Çin Denizi’nde Filipinler yararına savaşa gireceğinin hiçbir garantisi olmadığı için karşı çıktığını açıkladı. Başka bir ifadeyle, onlar, Washington’ın bu tür bir güvence sağlaması halinde, yeni Amerikan üslerini memnuniyetle karşılayacaklardır.

Dahası, FKP ve onun cephe örgütleri, savaş kışkırtma işini bizzat üstlenmiş durumdalar. Sison, Filipinler Silahlı Kuvvetleri’nin modernleştirilmesi ve genişletilmesi çağrısında bulundu. O, aynı zamanda, Filipinler’in, “henüz deniz, hava ve füze savaşı başlatamayacağı” için, Çin ile çatışmada başka araçlara ihtiyaç duyulduğunu yazdı.

Sison, “Filipin halkının geniş kitleleri”ne, “her düşman emperyalist gücün şirketlerini engelleme ve parçalama” çağrısı yaptı. O, bir röportajda, “onların, istenmeyen bir işletmeyi engellemek ve hatta imha etmek için ihtiyaç duydukları tek şey, yurtsever bir iradeye, bir çakmağa ya da bir kibrit kutusuna sahip olmaktır.” diye ekledi.

FKP, onun cephe örgütü liderlerinin konuşmalarının bir incelemesinin açıkça ortaya koyduğu üzere, Filipinler’deki etnik olarak Çinli olan topluluğu hedefleyen terörist şiddet tehdidinde bulunuyor.

FKP’nin işçi sendikaları çatı örgütü Kilusang Mayo Uno’nun (KMU) başkanı Elmer Labog, 4 Haziran’da, Çin büyükelçiliğinin önünde düzenlenen protestolarda, soyadlarına dikkat çekerek, Çin kökenli Filipinli iş adamlarına yönelik ırkçı kışkırtmada bulunan bir konuşma yaptı: “Soyadı Henry Sy olan en büyük Çin kökenli Filipinli milyonerin, bizim işgücümüzü sömürmek için bu Çinliler ile dolap çeviriyor olması şaşırtıcı değil.”

Labog’u, FKP’nin köylü kanadı Kilusang Magbubukid ng Pilipinas’ın (KMP) Genel Sekreteri Tonying Flores takip etti. Onun Çinli karşıtı ırkçılığı özellikle mide bulandırıcıydı. O, “Bu Çinliler neden Filipinler’deler?” diye sordu. “Bizler, artık, kürdan fabrikalarından köşe başı ekmek fırınlarına (panaderia), berber dükkanlarından alışveriş merkezlerine kadar neredeyse her şeyin Çinlilere ait olduğunu görüyoruz.”

Flores, bir dizi Çinlinin soyadını ifşa etti ve onları, ülkenin tüm taşımacılığına ve Filipinli köylülere ait olması gereken tüm topraklara sahip olmakla suçladı. O, konuşmasını, “Çinlileri ülkemizden kovmak zorundayız.” diye bitirdi.

Çin kökenli Filipinlilerin çoğunluğu işçilerdir. Onların birçoğu Filipinler’de doğmuş ve yaşamlarının tamamını burada geçirmiştir. Onlar, tarih boyunca ötekileştirildiler ve zaman zaman, egemen sınıfın kışkırttığı pogromlara maruz kaldılar. FKP, şimdi, bu saldırıya açık nüfusa karşı şiddetli şovenizmi kışkırtma rolünü üstlenmiş durumda.

Sison, 12 Haziran’da, “Filipinlilerin yurtsever ve ilerici güçleri”nin, “çok sayıda devrimci cezalandırıcı eylem”e girişeceği tehdidiyle, bu çağrıyı yineledi.

FKP, açıkça, burjuvazinin “yurtsever” kesimleriyle, yani, en gerici, en militarist katmanlarıyla işbirliği içine giriyor.

BAYAN ve FKP’nin diğer cephe örgütleri, 8 Haziran’da, yeni bir siyasi koalisyon kurmak için, eski senatörlerden oluşan bir gruba, Egemenlik için Birleşmiş Filipinliler’e (P1NAS) katıldılar. Onlar, 12 Haziran’da, hem Çin hem ABD büyükelçilikleri önünde gösteriler düzenlediler.

Bu insanlar kimler? Onlara şu kişiler önderlik ediyor:

Eski Senatör ve eski Devlet Başkanı Joseph Estrada’nın savunma avukatı olan, Rene Saguisag. O, geçtiğimiz yıl, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Spartly adalarına bir askeri üs kurması için çağrıda bulunmuştu.

Ferdinand Marcos [1965-86 yılları arasındaki otoriter rejimin devlet başkanı] yönetiminde yönetici sekreter ve Devlet Başkanı Joseph Estrada yönetiminde ABD büyükelçisi olan Ernesto Maceda.

Eski Devlet Başkanı Fidel Ramos’un kız kardeşi ve eski bir senatör olan, Leticia Ramos Shahani. O, 1991’de, ülkedeki ABD üslerinin kira süresinin uzatılması yönünde oy kullanmıştı.

FKP’nin bu yeni müttefikleri, ABD emperyalizminin uzun süreli dostlarıdır. P1NAS, Çin’e “şiddetle karşı” ve ABD konusunda “dikkatli” olduklarını ilan eden bir açıklama yayımladı. Bu bir yana ağır basan basın açıklaması, örgütün ve bizzat FKP’nin politikasını yansıtmaktadır.

FKP, Washington’dan bağımsızlık görünümünü korumaya çalışırken, toplumsal tabanını, ulusal egemenlik adına ABD’nin Çin’e karşı savaş yöneliminin arkasında seferber etmeye kararlıdır.

Filipinler’in işçileri ile kent ve kır yoksulları için söz konusu olan ulusal egemenlik sorunu değil; sınıf sorunudur. İşçi sınıfının, savaş yönelimini ve yaşam standartlarına yönelik durmak bilmez saldırıları durdurabilmesinin tek yolu, burjuvazinin tüm hiziplerinden siyasi bağımsızlığını oluşturması ve köylülüğü, siyasi iktidar uğruna mücadelede seferber etmesidir. Uluslararası çapta sosyalizm uğruna mücadelenin parçası olarak, sosyalist politikalar uygulamak üzere bir işçi-köylü hükümeti kurulmalıdır.

Bu perspektif ve işçi sınıfının çıkarları uğruna, sadece Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) mücadele etmektedir.

 

İngilizce özgün metin tarihi : 13 Haziran 2015

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir