Yaşamlarımız İçin Yürüyüş gösterilerinin uluslararası önemi

 

Cumartesi günkü Yaşamlarımız İçin Yürüyüş gösterileri, ABD’deki ve dünya çapındaki toplumsal muhalefetin yükselişinde önemli bir gelişmeye işaret etmektedir. ABD’deki, Britanya’daki, Afrika’daki ve Güney Afrika’daki öğretmenlerin ve Fransa’daki demiryolu işçilerinin, Hindistan’daki Uber sürücülerinin ve İspanya’daki Amazon işçilerinin grevlerinin ve protestolarının ortasında, dünya emperyalizminin merkezindeki kitlesel gösteriler, toplumsal çatışmanın dünya çapında yoğunlaşmasının bir işaretidir.

Florida, Parkland’daki Marjory Stoneman Douglas Lisesi’nde 17 kişinin vurulmasından sadece bir ay sonra, toplu cinayetlere ve silahlı şiddete yönelik yaygın öfke, ABD tarihindeki en büyük seferberliklerden birini tetikledi. 50 eyalette ve ülkenin 435 kongre bölgesinin 390’ında düzenlenen 800’den fazla gösteriye 1 milyondan fazla kişi katıldı. Yurtdışında da çeşitli protestolar gerçekleşti.

Protestoyu örgütleyenler, Washington, DC’deki yürüyüşe 800.000’i aşkın insanın katıldığını bildiriyor. Bu, onların başlangıçtaki beklentilerinin çok üstünde ve Başkan Donald Trump’ın göreve başlamasına karşı 2017’de yapılan protestoların çapını aşıyor. New York City, Chicago, Boston, Los Angeles, Denver ve diğer büyük kentlerde de on binlerce kişi gösteri yaptı. Daha küçük kentlerde ve kasabalarda da, çeşitli kültürel ve demografik bileşimleri kapsayan yüzlerce protesto düzenlendi.

Lise öğrencilerinin geniş katılımı ve baskın rolü, yaşamları savaş, devlet baskısı ve toplumsal eşitsizliğin aşırı büyümesi eliyle üretilmiş yaygın toplumsal yabancılaşma ve işlevsizlik ile geçen bir gençlik kuşağı içindeki siyasi radikalleşmenin güçlü bir işaretidir.

Demokratik Parti’nin ve medyanın protestoları “silah denetimi” çağrılarıyla sınırlı gösterme çabası sahtekarlıktır. Demokratlar göstericilerin daha geniş sonuçlar çıkarmasını engellemek için ellerinden geleni yaparken, Dünya Sosyalist Web Sitesi’ne (WSWS) ve Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’e (IYSSE) konuşan protestocular, ABD içindeki şiddeti hemen emperyalist savaşa ve toplumsal krize bağladılar.

Demokratların silah denetimi çağrılarının bir karşılık bulması, milyonlarca insanın, ordu sınıfı silahların yaygınlaşmasından çıkar sağlayan faşizan Ulusal Tüfek Derneği’nin (NRA) ve silah üreticilerinin devasa siyasi etkisine karşı olmasından kaynaklanmaktadır. ABD’de, 18 yaşında biri, araba ehliyeti almak için gerekenlerden birkaç fazla şartla bir AR-15 saldırı tüfeği (Parkland saldırganının kullandığı tip) satın alabilmektedir.

Demokratik Partili yetkililerin pazarlamaları ne olursa olsun, göstericilerin talepleri ile siyaset kurumunun eylemleri arasındaki ayrılık keskindir. Gösterilerden birkaç gün önce, Demokratlar ile Cumhuriyetçiler, orduya, sınır dışı etme güçlerine ve polise ayrılan fonları çarpıcı biçimde arttıracak 1,3 trilyon dolarlık bir bütçeyi kabul etme konusunda anlaştılar.

Amerikan egemen sınıfının her iki hizibi de, Amerikan halkını çok daha yıkıcı sonuçları olan yeni savaşlara sürükleme peşinde koşuyor. Trump, önümüzdeki aydan itibaren geçerli olmak üzere, Bush yönetimi sırasında ABD’nin BM temsilcisi olan John Bolton’ı ulusal güvenlik danışmanı olarak atadı. Bolton, hem İran’a hem de Kuzey Kore’ye karşı savaşı savunuyor.

Bu arada, Ortadoğu’daki ABD savaşının tırmanmasını ve nükleer silahlı Avrasya gücü ile doğrudan çatışmaya hazırlanılmasını talep eden Demokratlar, Trump’ı bir Rusya yardakçısı olarak gösterme yönünde amansız bir kampanya yürütüyorlar. Demokratlar “şiddet”e karşı çıkma hakkında içi boş laflar ederken, Senato Azınlık Önderi Charles Schumer, partisinin gizli hapishane işkencecisi Gina Haspel’in CIA’in başına atanmasına karşı çıkmayacağını söylüyor.

Gösteriler, yeni bir kuşağın siyasi sahneye çıktığını kanıtladı. Birçok lise öğrencisi, meşru öfke dolu sesleriyle, toplu cinayetler, polis cinayeti ve sokakta şiddet eliyle dostlarını ve yakınlarını kaybetmeleri hakkında etkili konuşmalar yaptılar.

Bunlar, Amerikan deneyiminin, özellikle işçi sınıfı gençliği arasında giderek artan ortak parçalarıdır. Amerikan kapitalizmi, ABD ve dünya halklarına karşı görülmemiş derecede bir şiddeti dizginlerinden boşaltmıştır. Çoğu lise öğrencisinin henüz doğmadığı 2000 yılından beri, ABD’de, 270.000 cinayet, 600.000 aşırı dozda uyuşturucu vakası, 650.000 intihar, 85.000 iş cinayeti, 12.000 polis cinayeti ve 850 idam gerçekleşti.

Kabaca aynı dönemde, ABD’nin öncülük ettiği, şirket karları için girişilen ve yalanlarla gerekçelendirilen savaşlar, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Somali, Pakistan, Yemen ve başka yerlerde bir milyondan fazla insanı öldürdü.

Milyonlarca kişi, aşırı şiddet ve yozlaşmış bir siyasi ve kültürel yaşam eliyle böylesine bozulmuş bir Amerikan toplumunda korkunç şekilde yanlış giden bir şeyler olduğu yönünde derin bir duyguyla, Cumartesi günkü gösterilere katılmak üzere harekete geçti. Bu, Amerikan halkının en çok ırksal ve cinsel kimlik sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğini savunan Demokratik Parti’nin resmi anlatısını teşhir etmektedir. Bu anlatıya göre, diğer tüm toplumsal sorunlar, Rusya’nın “bölünme tohumları ekmek” için sinsi entrikaları eliyle icat edilmiş ve/veya abartılmıştır. Yoksa Amerikan toplumu huzur içindedir.

Bu konuların hiçbiri, Cumartesi günkü gösterilerde kayda değer bir rol oynamadı. Hiçbir konuşmacı, liselerdeki toplu cinayetler biçimindeki eşsiz Amerikan olgusu için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i suçlamaya çalışmadı. Chicago ve Los Angeles gibi kentlerdeki konuşmacı öğrenciler yoksul Afrika kökenli Amerikalı ve Latin mahallelerindeki aşırı şiddete ve polis baskısına ışık tuttuklarında, bunu, şiddeti en başta ırksal ifadelerle sunmadan yaptılar. İşçi sınıfından Latin bir öğrenci olan Edna Chavez, Los Angeles’taki yürüyüşte, toplu cinayetlerin üzerine gitmenin toplumsal şiddetin “temelindeki nedenler”e bakmayı gerektirdiğini söyledi. O, bunun, işsizlik, eşitsizlik ve kötüleşen bir devlet okulları sistemi dahil olmak üzere, “şiddeti besleyen koşulların değiştirilmesi” anlamına geldiğini belirtti.

Sendikaların sınıf mücadelesini geçtiğimiz 40 yıl boyunca bastırdığı ABD’de, muazzam uluslararası öneme sahip ekonomik ve toplumsal sorunlar baskın hale gelmeye başlıyor. Öğrencilerin toplumsal şiddete son verilmesi talebi, Batı Virginia’daki, Arizona’daki, Oklahoma’daki ve New Jersey’deki öğretmenlerinin daha yüksek ücret ve kamusal eğitime daha fazla fon talepleriyle kesişiyor.

İşçi sınıfının farklı tabakalarının, yaş gruplarının ve coğrafi parçalarının şikayetleri, bir bütün haline gelmeye başlıyor. Egemen sınıf, ülke ve dünya genelindeki işçilerin çeşitli taleplerinin, iki kapitalist partiden bağımsız bir kitle hareketi biçiminde belirginleşecek olmasından dehşete kapılıyor. Onlar, bu yüzden, iletişim yolunu (sosyal medyayı ve interneti) kapatmaya ve solcu web sitelerinin daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmasını engellemeye (sansür) çalışıyorlar.

Her şeyden çok gerekli olan şey, bu nesnel radikalleşmenin içinde, ABD’de ve dünya çapında büyüyen işçi sınıfı muhalefetini kapitalist sisteme karşı devrimci bir hareket biçiminde örgütleyecek bilinçli, sosyalist bir önderliği geliştirmektir. Sosyalist Eşitlik Partisi’nin ve Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in görevi budur.

26 Mart 2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir