ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü, Beyaz Saray’da, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte, Ortadoğu için “barış vizyonu” olarak adlandırdığı planı açıkladı. Bu saçma teklif, İsrail sağının Filistin halkı tarafından reddedilmesi kesin olan tüm politikalarını onaylıyor.
Trump ve Netanyahu [Kaynak: Beyaz Saray]
Trump’ın damadı Jared Kushner’in sözüm ona parlak fikri ve iki yıllık çalışmanın ürünü olan “vizyon”un açıklanmasının zamanlaması, açıkça, hem Trump’ın hem de Netanyahu’nun acil siyasi ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayarlanmıştı. Duyuru, ABD Senatosu’nda Trump’ın azil davası ikinci haftasındayken ve Netanyahu’nun sahtekarlık ve rüşvet ile resmen suçlanmasından sadece birkaç saat sonra geldi. Suçlama, Netanyahu’nun İsrail parlamentosunda (Knesset) kendisine kovuşturmadan muafiyet sağlayacak bir oylamayı kazanma yönündeki sonuçsuz bir girişimden vazgeçmesinin ardından geldi.
Trump’ın duyurusu, açıkça, bir yıldan kısa bir süre içinde üçüncü seçim yarışı ile karşı karşıya olan Netanyahu’nun ağır biçimde yara almış imajını toparlamayı amaçlıyordu. Trump, benzer şekilde, İsrail’in Suriye’de işgal altında bulunan Golan Tepeleri’nde yasadışı hak iddia etmesini duyurarak İsrail başbakanının şansını arttırmaya çalışmıştı.
Trump yönetimi, ayrıca, büyükelçiliğini taşıdığı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve Filistinlilere yapılan yüz milyonlarca dolarlık yardımı kesmiş durumda. Geçtiğimiz yılın sonlarında, işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimlerini artık “uluslararası hukuka aykırı” görmediğini duyurmuştu.
Trump, hem Netanyahu’nun hem de onun 2 Mart seçimlerindeki rakibi Benny Gantz’ın onayını kazanmış olduğu gerekçesiyle, planın “tarihi bir dönüm noktası” olduğunu ilan etti. Mavi ve Beyaz Partisi’nin adayı Gantz, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) eski genelkurmay başkanıydı.
Gantz, Netanyahu’nun dünya çapında bir devlet adamı olarak açıkça destekleme girişimini dengelemek amacıyla, Pazartesi günü Washington’a geçti ve Netanyahu’nun dokunulmaz oylaması için İsrail’e geri dönmeden önce Trump’la baş başa görüştü.
Bu “dönüm noktası”nın Filistinli temsilcilerin onayı şöyle dursun onlarla herhangi bir tartışmayı içermemesi beklenen bir sonuçtu. ABD başkanı, Filistinlilere, ABD-İsrail diktasına uyum sağlamak için dört yıl süre verirken, Trump’ın damadı, bunun bağımsız bir Filistin devleti elde etmek için “son şansları” olacağı tehdidinde bulundu.
Önerilen Filistin devletini yeşil ile gösteren harita tasarımı
Trump’ın “vizyon”unun ilan edilmesini dinlemek için toplanan dinleyiciler, başkanın kabine üyelerini, sağcı taraftarlarını, İsrailli yetkilileri ve önde gelen Amerikalı Siyonistleri içeriyordu. Ön sıralardan birini işgal eden, hem Cumhuriyetçi Parti’nin hem de İsrail yerleşimlerinin başlıca finansörlerinden olan kumarhane milyarderi Sheldon Adelson da onlar arasındaydı. Dinleyiciler, Trump’ın ve Netanyahu’nun konuşmasını en az 70 kez alkışlarla -birçok kez ayakta alkışlayarak- kestiler. ABD başkanı İranlı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle övünüp İran nükleer anlaşmasını yırtınca, sevinç haykırışları duyuldu.
Trump tarafından duyurulan plan, özünde, İsrail’in aralıksız saldırganlığı ve işgal altındaki topraklarda yapılan toprak gaspları eliyle oluşturulan “fiili gerçekleri” resmileştirmekte; bu toprakların resmen ilhak edilmesine ve bir apartheid rejiminin sağlamlaştırılmasına ABD’nin onay mührünü vurmaktadır.
Trump ile Kushner’in “vizyonu” Filistinlilere “bir Filistin devleti olmaya doğru uygulanabilir bir yol sunarak gerçekçi bir iki devletli çözüm” bahşetme iddiasında bulunurken, İsrail’i doğrudan ödüllendirmektedir. Trump, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “vizyonumun İsrail Devleti’nin parçası olmasını sağladığı” her toprak üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıyacağını söyledi.
Trump’ın sözüne güvenen Netanyahu ise, Pazar günü bakanlar kurulunda, Trump’ın planına göre İsrail’e verilen işgal altındaki Batı Şeria’nın -tüm Ürdün Vadisi dahil- çok büyük kısmında derhal İsrail’in egemenliğini uygulamaya koymak üzere bir oylama gerçekleştireceğini açıkladı. Netanyahu’nun bu adımı, sağcı dinci Yamina partisi üyesi Savunma Bakanı Naftali Bennett’in bu tür bir oylama yapılması talebinin ardından geldi. Bennett, İsrail’in bir Filistin devletini asla kabul etmeyeceğini ve “Araplara bir santimetre toprak vermeyeceğini” söylemişti.
Trump’ın planı, genişletilmiş bir İsrail’in ve sözün ona küçük bir Filistin devletinin “kavramsal” sınırlarını çizen haritalarla dolu 181 sayfalık bir belge halinde yayımlandı. Haritalar, teklifin abesliğinin tam boyutunu gizlemeye çalışırken, İsrail’in işgal ettiği topraklardan oluşturulacağı varsayılan Filistin oluşumunun saçmalığını açıkça ortaya koyuyor.
Haritalar, İsrail topraklarıyla çevrilmiş olan ve birbirlerine İsrail’in denetimi altındaki bir dizi köprü, tünel ve yol ile bağlanan yamalar biçimindeki Filistin kantonlarını gösteriyor. Kantonlar da, planın “İsrail yerleşim toplulukları” olarak nitelediği yerlerle; yani, duvarlarla ayrılacak, sadece İsraillilere ait apartheid türü güvenlik yollarıyla birleştirilecek ve İsrail güvenlik güçleri tarafından korunacak Siyonist yerleşimleriyle dolu. Haritada, Filistin toprağı olduğu varsayılan yer içinde “stratejik mevkiler” olarak işaretlenen ve İsrail’in askeri üslerinin bulunduğu beş alan var. Dahası, açıklama, listelenen 15 “yerleşim yeri”nin “geniş kapsamlı” şekilde yorumlanamayacağını belirtiyor.
Aynı zamanda, her sınır, hava sahası ve deniz erişimi İsrail tarafından kontrol edilecek. Teklif, Güney Afrika’daki apartheid rejiminin oluşturduğu kötü ünlü bantustanları bir ulusal kendi kaderi tayin modeli gibi gösteriyor. Batı Şeria için önerilen şey, Gazze’de olduğu gibi, dev bir açık hava hapishanesidir.
Bu “hediye” karşılığında, Filistinlilere, İsrail’i, İsrailli Filistinlileri sürekli ezilen bir konuma indirgeyen bir “Yahudi devleti” olarak tanımaları emrediliyor. Filistinlilerin, Gazze Şeridi’ni silahsızlandırmaları, İsrail güvenlik güçlerinin kurbanlarını desteklemeyi ve “terörizm”i bırakmaları ve ABD tarafından oluşturulmuş bir sömürge yönetiminin dayatılmasını kabul etmeleri gerekiyor.
Teklifin detayları ortaya çıkınca, Trump ile Netanyahu’nun Beyaz Saray’da konuşma yapmasından önce, hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de gösteriler patlak verdi. İsrail Savunma Güçleri, Çarşamba günü daha büyük protestolar olacağı öngörüsüyle, işgal altındaki topraklara takviye kuvvetler gönderdi.
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile Gazze’yi yöneten İslamcı Hamas hareketi, Trump’ın planını ele almak üzere Salı akşamı ender rastlanan bir acil durum toplantısı düzenledi.
Abbas, teklifin asla kabul edilmeyeceğini ve “Filistin Yönetimi’nin (FY) rolünün FKÖ tarafından alınan karar doğrultusunda değiştirilmesi” üzerine görüşmeler sürdüğünü belirtti. Abbas bu değişiklikleri açıklamazken, FY daha önce IDF ile işbirliği içinde Filistin halkına polislik yapmasını sona erdirme tehdidinde bulunmuştu.
ABD’de, Trump’ın sözde muhalifi olan Demokratik Parti, Trump’ın planı ile bağlantılı olarak İsrail’e koşulsuz desteğini kanıtlama girişiminde bulundu. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi, geçtiğimiz hafta İsrail’e giden bir Kongre heyetine başkanlık etti. Ziyaret, İsrailli yetkililere, ABD’nin askeri yardımına koşullar getiren ve Trump’ın İran’a karşı savaş açması için Kongre’nin onayını almasını gerektiren yasa teklifinin İsrail’in çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak görülmemesi gerektiğini temin etmeyi amaçlıyordu. Önde gelen Demokratlar, ayrıca, Trump’ın planının sözde tüm “barış süreci”nin ve “iki devletli çözüm”ün iflasını fazla açık bir şekilde ortaya koymasından duydukları kaygıları dile getirdiler.
Trump, Salı günü, yaptığı açıklamayı dinleyenler arasında, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman şeyhliklerinin büyükelçilerinin de olduğunu duyurdu. Trump’ın planının amaçlarından biri, İran’a karşı topyekun savaşa hazırlık olarak, İsrail devleti ile Basra Körfezi’nin gerici petrol monarşileri arasındaki ittifakı sağlamlaştırmaktır. Bununla birlikte, Filistin Yönetimi’nin ve Hamas’ın teslim olmaya zorlanmasında merkezi rol oynayacak olan Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır yetkilileri dinleyiciler arasında değildi.
Salı günü Beyaz Saray’da Trump ve Netanyahu tarafından düzenlenen iğrenç gösteri, “iki devletli çözüm” tabutuna çakılan yeni bir çiviyi temsil etmektedir. Filistinli milyonlarca işçi ve genç açısından, bu taktiğin iflası, sadece Washington ile Tel Aviv’in suçlarıyla değil; aynı zamanda Filistin burjuvazisinin oynadığı hain rol eliyle fazlasıyla ortaya konmuştur.
İsrail işgalinin apaçık maşası ve polisi işlevi gören Abbas’ın Filistin Yönetimi ya da İslamcı Hamas, Filistin halkına dayatılan baskı, tehcir, yoksulluk ve şiddet koşullarına karşı mücadelede ileriye giden bir yol sunmamaktadır.
Bu koşullara son verilebilmesinin tek yolu, İsrailli ve Filistinli işçilerin, tüm dünyada kapitalizmi ortadan kaldırma mücadelesinin parçası olarak, Ortadoğu ve uluslararası işçi sınıfı ile birlikte bir Ortadoğu Sosyalist Federasyonu uğruna mücadelede birleşmesinden geçmektedir.