Otomotiv işçileri için uluslararası bir strateji

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki General Motors (GM), Ford ve Fiat Chrysler’de çalışan 140.000 işçiyi kapsayan dört yıllık toplu sözleşmenin süresi bir ay sonra dolacak. Otomotiv işçilerinin yaşam standartlarını iyileştirme mücadelesi, on yılı aşkın süredir reel ücretlerin düşmesinin ardından, işçileri, gerçek ücretleri kesmeyi sürdürmeye ve ABD’yi bir ucuz emek cennetine dönüştürmeye kararlı olan tüm şirket ve siyaset egemen çevreleriyle karşı karşıya getiriyor.

Bu kavga, hem ulusal hem de uluslararası sonuçlara sahiptir. Arabaların ve kamyonların finansmanı, tasarımı ve imalatı, gezegen üzerindeki küresel olarak en fazla bütünleşmiş sanayilerden birisinde, on milyonlarca işçiyi kapsamaktadır. Toyota, Volkswagen, GM, Nissan ve Ford gibi ulus-ötesi şirketler, altı kıtada faaliyet gösteriyorlar. Onlar, küresel mali sermayenin doymak bilmez iştahını tatmin etmek için, emek maliyetlerini azaltmaya, sömürüyü arttırmaya ve karları azami seviyeye çıkarmaya yöneliyorlar.

Bu, otomotiv işçilerinin küresel otomotiv devlerine karşı uluslararası bir stratejisinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu, aynı zamanda, milliyetçiliği teşvik eden ve işçileri işler uğruna kardeşi kardeşe kırdıran bir rekabet içinde yarıştırmak üzere şirketlerle işbirliği yapan sendikalara karşı da mücadele anlamına gelmektedir.

General Motors, Ford ve Fiat Chrysler ile Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikası arasında görüşmeler başlarken, Ford, iki küçük araba modelinin üretimini Detroit’in banliyösünde bulunan bir fabrikadan alıp “Amerika Birleşik Devletleri dışında bir yer”e aktarıyor olduğunu açıklamıştı. İşkolu uzmanları, ABD işçilerinin daha da fazla taviz vermeyi kabul etmesi yönünde şantaj yapmak için güçlü bir araç olarak, şu anda otomotiv sektöründeki ücretlerin Çin’dekinden daha düşük olduğu Meksika’daki artan yatırımlara dikkat çektiler.

UAW, tam bu sırada, sözleşme görüşmelerinin en önemli konusunun “iş güvenliği” olduğunu ilan ederek, kayda değer ücret artışları yönündeki beklentileri kırmaya çabalıyor. Bu, UAW bürokrasisinin, ABD otomotiv sektöründe 1979’dan bu yana yaklaşık bir milyon işin yok edilmesinin eşlik ettiği onlarca yıllık tavizlere rağmen daha fazla fedakarlıklar için parolası olmuştur.

Ford’la baş görüşmeci olan UAW Başkan Yardımcısı Jimmy Settles, şirket yardakçısı gibi konuşarak “Akıllı pazarlık yapmak zorundayız. İş dışındaki şeyleri pazarlık etmek istemiyoruz.” dedi. O, 2010’dan beri 53 milyar dolar kar yapmış bir şirket hakkında konuşuyordu.

UAW, yatırımları Çin’den, Meksika’dan ve diğer düşük ücretli ülkelerden geri çekmekte ve aidat ödeyen sendika üye sayısını arttırmakta belirleyici olduğunu düşündüğü ücret kesintilerinin başlıca uygulayıcısıdır. Ford, bu hafta, çeşitli kamyon modellerinin üretimini, Meksika Escobedo’daki tesisinden Ohio Avon Lake’in Cleveland bölgesindeki bir tesisine taşıyacağını açıkladı.

Ford’un (Kuzey, Orta ve Güney) Amerika başkanı Joe Hinrichs, “UAW [sendikasındaki] ortaklarımızla birlikte çalışarak, bütün bir yeni nesil kamyon üretimini Ohio’ya getirmek için yeterli maliyet rekabetçiliği sağlamanın bir yolunu bulduk.” dedi.

Obama yönetimi, 2008 çöküşü sonrası, otomotiv sanayisinin Wall Street tarafından yeniden yapılanmasını yönetti. UAW’nin yardımıyla, on binlerce iş yok edildi; işten atılmış işçiler için gelir koruması ortadan kaldırıldı; şirketler emeklilerinin sağlık hizmetlerine ilişkin yükümlülüklerini terk etti ve 2007’den sonra işe alınan işçilere geleneksel işçi ücretlerinin yarısından biraz fazla ödeme yapılan iki kademeli ücret sistemi genişletildi.

ABD’deki ücret düzeyi, otomotiv üreticilerinin, Fiat Chrysler’in patronu Sergio Marchionne’ye göre “üretim için en ucuz alan olduğunu söylemeyeceğim” dediği komşu Kanada’daki üretimi neredeyse durmakla tehdit edecek denli gerilemiş durumda. GM’nin Camaro modelinin üretimini Lansing Michigan’a taşıyacağını duyurmasının ardından, şirketin Oshawa Ontario’daki tesisindeki 1.000’den fazla işçi işlerini kaybetme [tehdidiyle] karşı karşıya. Buna karşılık, Kanada’daki otomotiv sendikasının şube başkanı,  yeni işe başlayanları en yüksek maaş almadan önce 10 yıl beklemeye zorlayan iki kademeli sözleşmesinden faydalanabileceğini söyleyerek, GM’yi tekrar düşünmeye çağırdı.

Sendikalar tarafından bağışlanan her ücret ve sosyal hak tavizi, yalnızca, işçilerin uluslararası düzeyde aynı anda zarar görmesini arttırmaktadır. Uluslararası yatırımcıların, GM’nin ve Ford’un yüzde 10’luk kar marjına karşılık, Volkswagen’in “yalnızca” yüzde üçlük bir kar marjı gerçekleştirmesinden şikayet etmesiyle birlikte, dünyanın en büyük üçüncü otomotiv üreticisi, şimdi, dünya çapında 600.000 işçisine karşı amasız bir maliyet azaltma yönelimi benimsiyor. Bu saldırının başını, yılda 1,04 milyon dolar maaş alan, Volkswagen denetim kurulunun yeni başkanı, [aynı zamanda] IG Metall sendikası başkanı Berthold Huber çekiyor.

Çin’deki ekonomik gerilme, Avrupa’da devam eden durgunluk ve Brezilya ile Rusya’daki araba satışlarının çökmesi dahil, dünya ekonomik krizinin derinleşmesi, yalnızca, otomotiv yöneticilerinin ve sermayedarlarının otomotiv işçilerine karşı savaşını yoğunlaştırmaya yol açacaktır.

Yedi yıl önceki mali iflastan bu yana, otomotiv işçilerinin direnişi, Çin, Brezilya, Türkiye, Hindistan, Meksika, Güney Kore ve diğer ülkelerde patlak veren grevlerle, uluslararası ölçekte büyüdü. Ancak, otomotiv işçilerinin birleşmesi, işçilerin “kendi” kapitalistlerinin dünya piyasasındaki konumunu yükseltmek için bitmek bilmeyen fedakarlıklar yapmasında ısrar eden ulusal temelli sendikalar tarafından engelleniyor.

Dünya Troçkist hareketi, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK), daha 1988’de, üretimin küreselleşmesinin önemini açıklamış ve işçi sınıfı için bir stratejinin ana hatlarını belirlemişti.

DEUK, 1988 perspektifler dokümanında, “Uluslararası işçi sınıfının nesnel birliği, yoğun ekonomik süreçler eliyle güçlendirilmektedir.” diye yazmış ve eklemişti: “Sınıf mücadelesinin yalnızca biçim olarak ulusal, özü itibariyle uluslararası bir mücadele olduğu, uzun zamandır Marksizmin temel bir önermesidir. Bununla birlikte, kapitalist gelişmenin yeni özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, sınıf mücadelesinin biçiminin bile uluslararası bir karaktere bürünmesi gerekmektedir. İşçi sınıfının en basit mücadeleleri bile, eylemlerinin uluslararası bir ölçekte koordine edilmesi gerekliliğini doğurmaktadır.”

Tüm ülkelerdeki işçiler, ortak düşmanlarına; kapitalist sisteme karşı ortak bir mücadele temelinde birleşmelidir.

Sosyalist Eşitlik Partisi’nin otomotiv işçileri arasında uluslararası bir muhalefet inşa etme kampanyası, işçilerin ABD genelinde WSWS Otomotiv İşçileri Bülteni’ne abone olup katkıda bulunmasıyla, daha şimdiden güçlü bir karşılık gördü. Önümüzdeki haftalarda, SEP ve onun dünya çapındaki kardeş partileri, Amerikalı işçilerin, Kanada, Meksika, Latin Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya’daki kardeşleriyle birleşmesi için mümkün olan her şeyi yapacak.

SEP, işçileri, her bir fabrikada, demokratik olarak işçiler tarafından yönetilen; ABD’deki UAW’nin ve onun diğer ülkelerdeki kopyalarının kontrolünden bağımsız taban-eylem komiteleri kurmaya çağırıyor. Böylesi bir girişim, işçi sınıfının, eşitsizliğin, kemer sıkma politikalarının ve savaşın temel nedeni olan küresel kapitalist sisteme karşı endüstriyel ve siyasi karşı saldırısının gelişiminde birinci derecede önemlidir.

14 Ağustos 2015

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir