Yıllardır Suriye’ye komşu ülkelere, özellikle de Türkiye’ye, Ürdün’e ve Lübnan’a kaçarak yaşamını sürdürmeye çalışan milyonlarca Suriyeli sivilin yaşadığı trajedi, yüz binlerce sığınmacının Avrupa’ya akını ile birlikte, bütün yakıcılığıyla gözler önüne serildi. Emperyalist güçlerin ve uluslararası medyanın, son yirmi yılda 25 bini aşkın sığınmacı Akdeniz sularında can vermiş olmasına rağmen, çoğu Suriyeli olan sığınmacılar ile “ilgilenmesi” için, aralarında çocukların da bulunduğu binlerce göçmenin, geçtiğimiz aylarda Akdeniz’de ve Ege denizinde boğularak ölmesi gerekti.
AB ülkeleri günler süren pazarlıklar sonucunda birkaç bin göçmeni kabul etmeye razı olurken, şu anda Avrupa’da, on binlerce sığınmacı, bitkin ve çaresiz bir şekilde toplama kamplarında ya da sokaklarda ve tren istasyonlarında yaşamlarını sürdürmeye, polis ve ordu saldırılarına karşı koymaya çalışıyor.
Bununla birlikte AB, sınırlı sayıda sığınmacı kabul ederken, son derece sinik ve canice planları devreye sokmuş durumda. Avrupalı güçler, Mayıs ayında, EUNAVFOR Med Operasyonu adlı bir planı kabul ettiler. Buna göre, sözde, Akdeniz’de insan kaçakçılığını önleme adına, savaş uçaklarıyla desteklenmiş bir deniz gücü oluşturuluyor. Avrupalı güçler, ayrıca, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu “geçiş” ülkelerine, sığınmacıları oralarda tutmaları için milyarlarca avro para aktarırken, çok daha kapsamlı askeri operasyonlara hazırlanıyorlar. İnsanlığın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana tanık olduğu bu en büyük sığınmacı trajedisi, bunun doğrudan sorumlusu olan ABD’nin, Avrupalı emperyalistlerin ve onların bölgesel müttefiklerinin elinde, Afrika’ya ve Ortadoğu’ya yönelik yeni ve daha kapsamlı sözde “insani amaçlı” askeri operasyonların gerekçesi haline getirilmektedir.
Broşürün devamını okumak için tıklayın…