Julian Assange’ın karşı karşıya olduğu koşulların “tahammül edilemez” ve “sürdürülemez” olduğunu açıklayan Ekvador hükümeti, WikiLeaks’in kurucusunun ülkenin Londra’daki büyükelçiliğinde suçlama olmaksızın uzun süredir alıkonulmasına son vermeye olanak sağlamak için üçüncü taraf arabuluculuğu çağrısı yaptı.
Assange, beş buçuk yılını (2.592 gün), güneş ışığına ve temiz havaya erişimi olmayan küçük bir alana kapatılmış, ailesiyle ve dostlarıyla ilişkisi kesilmiş ve çocuklarını büyürken görmekten mahrum bırakılmış bir şekilde, büyükelçilikte bir tutsak olarak geçirdi. Sağlığının, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kalp sorunlarına ve kronik zatürreye yol açacak biçimde zarar gördüğü yönünde haberler var. Ekvador Dışişleri Bakanı Maria Fernanda Espinosa, başkent Quito’daki gazetecilere, Assange’ın “fiziksel ve psikolojik sağlığı risk altında.” dedi.
Çarşamba günü, bir Ekvador gazetesi, Quito’nun Asssange’a bir pasaport ve ulusal kimlik kartı verdiğini haber yaptı. Bu, ona, Britanya’dan ayrılma olanağı sağlayacak şekilde yurttaşlık ve diplomatik konum sağlanmış olabileceği yönünde spekülasyona yol açtı. Ancak Britanya makamlarının bu tür yasal ayrıntılara saygı gösterip göstermeyeceği kesin değil ve Ekvador hükümetinin Assange’ın fiili hapsine son verme yönünde attığı herhangi bir adım, ona güvenli geçiş garanti edilmemesi durumunda anlamsız kalacak.
Dahası, Ekvador hükümetinin niyeti de belli değil. Ekvador Devlet Başkanı Lenín Moreno açıkça Assange’ın büyükelçilikten atılması çağrısı yapan daha sağcı bir adayı yenilgiye uğratarak Mayıs ayında göreve gelmiş olmakla birlikte, yeni hükümet büyük sermaye, siyasi sağ ve Washington ile bir uzlaşma peşinde koşuyor. Moreno, Assange’ın “dostumuz olan ülkeler”in politikasına müdahale etmemesi konusunda açık bir talepte bulundu.
2016’da Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası hukuku ihlal eden bir “keyfi gözaltı” kurbanı olduğu ilan edilen Assange, resmi olarak, Britanya’daki kefalet şartlarını ihlal etmenin dışında hiçbir şeyden suçlanmıyor. Bu, Assange’ın, ABD, Britanya ve İsveç hükümetlerinin onu uydurma cinsel saldırı suçlamaları üzerinden İsveç’e iade etme ve ardından, olası bir idam cezasına yol açacak casusluk ve vatana ihanet suçlarından yargılanacağı ABD’ye gönderme komplosundan kurtulmak için Londra’daki büyükelçiliğine girerek Ekvador’dan siyasi sığınma talep ettiği Haziran 2012’de gerçekleşmişti.
İsveç makamları, geçtiğimiz yıl, düzmece soruşturmasını, ortada en başından beri soruşturacak herhangi bir durum olmadığını; yalnızca, WikiLeaks’i gözden düşürüp felce uğratmayı ve Assange’ı hapse atmayı ya da daha kötüsünü amaçlayan bir “kalleşlik” operasyonu olduğunu doğrulayacak şekilde, resmen kapattı.
Yine de, İsveç’te Assange’a yöneltilen suçlamalardaki zamanaşımı 2020’ye kadar sona ermiyor ve savcılar, kan davalarını, işaret verilince, ya da daha doğrusu, Washington’dan gelen bir çağrıyla yenilemeye hazır olduklarını açıkça ortaya koymuş durumdalar.
Bu arada, Britanya Başbakanı Theresa May’in Muhafazakar hükümeti, herhangi bir arabuluculuk ile ilgilenmediğini ve kefalet ihlalinin peşini bırakmamaya kararlı olduğunu açıkladı. Assange, büyükelçilik duvarlarının dışına adım attığı anda, kendisini Londra Polisi tarafından kelepçelenmiş ve paketlenmiş halde bulacak.
“Ekvador Hükümeti, bu konuyu çözmenin yolunun, Julian Assange’ın adaletle yüzleşmek üzere büyükelçilikten ayrılması”, yani, Britanya’daki bir hapishane hücresiyle ve büyük ihtimalle ABD’deki federal hapishaneye gidiş bileti ile yüzleşmek “olduğunu bilmektedir.”
Assange’ı ve WikiLeaks’i soruşturan ABD gizli büyük jürisi, Obama yönetimi altında seçilmişti ve çalışmasını Trump yönetimi altında sürdürüyor.
Trump’ın, Demokratik Parti Ulusal Komitesi’nin Hillary Clinton’ın zaferini garantiye almak için başkan adaylığı sürecine hile karıştırma yönündeki yolsuzluk girişimini ifşa eden iç e-postaları yayınlamasının ardından WikiLeaks’e duyduğu “aşk” hakkındaki kampanya söylemine karşın, Assange, Washington’ın “bir numaralı halk düşmanı” olmaya devam ediyor.
CIA Müdürü Mike Pompeo, WikiLeaks’i, “devlet dışı bir düşman istihbarat servisi” olarak tanımlamış ve CIA’in “ABD’ye yönelik bu tehdidi etkisiz hale getirmek için çalışıyor” olduğunu açıklamıştı.
ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions, geçtiğimiz Nisan ayında, Assange’ın tutuklanmasının hala “bir öncelik” olduğunu söyledi ve “Kanıtlar gösterildiğinde bazı insanları hapse atmaya çalışacağız.” diye ekledi.
FBI’ın eski müdürü James Comey, geçtiğimiz Mayıs ayındaki bir Senato oturumunda, Assange’ın neden hala resmi olarak suçlanmadığı sorusuna yanıt vermeyi reddederken, “WikiLeaks önemli bir odak noktamızdır.” demiş ve şunları eklemişti: “Bu özel dava hakkında yorum yapmak istemiyorum; çünkü bir karara bağlanmamış suçlamalar olup olmadığını doğrulamak istemiyorum. O, Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinde olduğu için yakalanmadı.”
Assange’ın kellesi için yenilenen talepler, WikiLeaks’in CIA’in bir dizi gizli hekleme aracını ayrıntılandıran yaklaşık 8.000 web sitesini yayınlanmasının ardından geldi.
ABD egemen çevreleri, onların ordusu ve istihbarat aygıtları ve iki büyük partisi, Irak’ta, Afganistan’da ve tüm dünyada milyonlarca insanı katledip yaralayan canice faaliyetlerini ifşa ettikleri için, Assange’ı ve WikiLeaks’i affetmeyecek. Bu, 2007’de 12 Iraklı sivilin katledilmesini bir Apache helikopterinin silah kamerasından gösteren “tali cinayet” videosunun yayınlanmasıyla başladı ve ABD ordusunun işlediği birden çok savaş suçunu ifşa eden “Afgan savaş günlüğü” ile “Irak savaş günlükleri” ve Washington’ın dünya genelindeki karşıdevrimci komplolarını ortaya çıkaran 250.000’den fazla ABD gizli diplomatik yazışmasının açığa vurulmasıyla devam etti.
Onlar, Assange’ın peşini bırakmamakla kalmayıp, Er Chelsea Manning’i, WikiLeaks’e belge sağlayarak “düşmana yardım etmek”ten 35 yıl hapse mahkum ettiler. Manning, ancak askeri hapishanede işkenceden farksız bir kötü muameleye tabi tutulduktan sonra Obama tarafından affedildi.
Bu arada, Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) ABD’deki ve tüm dünyadaki insanlara yönelik geniş çaplı casusluğunu ve veri toplamasını ifşa eden NSA çalışanı Edward Snowden, Moskova’da zorunlu bir sürgün yaşayan ülkesiz bir insana haline getirildi.
Assange’ın hukuk ekibi, bu hafta, Londra’nın, onun yasadışı ve keyfi bir şekilde alıkonulduğunu ilan eden ve serbest bırakılıp kendisine tazminat ödenmesi çağrısı yapan BM kararına uyması talebini yineledi. Yapılan açıklamada, “Britanya, Trump yönetiminin Bay Assange’ı ‘etkisiz hale getirme’ yönündeki açık tehditleriyle gözünün korkutulmasına izin vermemelidir.” deniliyordu.
Ancak, göz korkutma, sadece Trump yönetiminden ve Cumhuriyetçi sağdan gelmiyor. Assange’ı Rusya’nın ABD’deki 2016 seçimlerine “müdahalesi” iddiaları ile bağlantılandırırken, ona yönelik sahte cinsel suistimal suçlamalarını haklı göstermeye çalışan bütün bir sol liberal ve sahte sol örgütler topluluğu, devletin Assange’a yönelik kan davasına siyasi örtü sağlamıştır. Bakış açıları ve çıkarları Nation, Socialist Worker ve International Viewpoint gibi yayınlarda ifade edilen bütün bir hali vakti yerinde eski radikaller tabakası, ABD’deki sözde siyasi sol, bu iki ünlü dava üzerinden, hem emperyalizme hem de toplumsal ve siyasi gericiliğe destek verme eğilimlerini tamamlamışlardır.
Julian Assange’a yönelik devlet zulmüne son verilmesi talebi, uluslararası işçi sınıfı tarafından sahiplenilmelidir. Assange’a ve WikiLeaks’e yönelik amansız saldırı, tüm dünyadaki egemen seçkinlerin ve kapitalist hükümetlerin ifade özgürlüğünü bastırma ve internette sıkı denetim ve sansür uygulama yönelimindeki bir mızrak başıydı, hala da öyledir.