Irak’taki IŞİD: ABD yapımı bir felaket

ABD’nin Irak-Şam İslam Devleti’ne karşı (IŞİD) hava savaşı başlatması, yalnızca, her yerinde “ABD’de üretilmiştir” damgasını taşıyan bir felaketi şiddetlendirecektir. Irak’ın büyük bölümünün El Kaide’nin bu dalı tarafından istilası, “başarısız bir politika”nın değil ama yaklaşık 25 yıl geriye giden canice bir kararın sonucudur.

1991’deki Körfez Savaşı’nı, on yıldan uzun bir süre, tahminen bir milyon Iraklı’nın öldürüldüğü sert yaptırımlar ve hava saldırıları izlemişti. Bir sonrası, 2003’te başlatılan savaşın ve istilanın bahanesi olarak açık yalanlara başvurmaya yönelik, Amerikan halkının arkasından kurulan bir komplo oldu.

Petrol ve ABD’nin emperyalist egemenliği uğruna bir savaşı haklı göstermek için Amerikan halkına ve dünyaya kasten yalan söyleyen komplocular Bush, Cheney, Wolfowitz, Rumsfeld, Rice, Powell adlarını anmadan mevcut durumu tartışmak mümkün değil. Artık herkesin bildiği üzere, onların Irak’ın kitlesel imha silahlarına ilişkin iddiaları bir yalanlar silsilesiydi.

Bir diğer büyük yalan, Saddam Hüseyin’in El Kaide ile işbirliği yaptığıydı. ABD’nin Irak’ı istilasından ve işgalinden önce, bu ülkede El Kaide yoktu. Laik Baas yönetimi bu İslamcı cihadcı gruba düşmandı. Ama Saddam Hüseyin’in devrilmesi ve mezhepçi bir Şii kukla yönetimin kurulması, El Kaide’nin bu ülkede tezgah kurmasına ve gelişmesine kapı açtı.

Bizzat bu katliamın yazarları, onları mahkum eden “şok ve dehşet” gibi terimler uydurdular. Onlar, dünya sözcük dağarcığına, beyaz fosfor, gözaltı uçuşları, suyla işkence ve Guantanamo gibi başka sözcükleri de soktular.

Sekiz yıllık savaşta ve işgalde, binlerce ABD askeri öldürüldü, onbinlercesi kalıcı fiziksel ve psikolojik zarara uğradı. ABD işçilerinin yaşam standartları işten çıkarmalar ve ücret ve sosyal yardım kesintiler eliyle kötüleşirken, bu savaşa trilyonlarca dolar harcandı.

Yüzbinlerce Iraklı katledildi, milyonlarcası sığınmacı haline geldi ve tüm ülke neredeyse bir enkaza dönüştü. Böl ve yönet stratejisinin bir parçası olarak, kasten, Şiiler, Sünniler ve Kürtler ile Araplar arasındaki grupsal gerilimler körüklendi.

Seçimleri büyük ölçüde kendisini Irak savaşına karşıymış gibi göstererek kazanmış olan Obama, göreve başlar başlamaz, savaşı sürdürdü ve ABD birliklerinin çekilmesi için Bush tarafından önerilmiş zamanlamaya sadık kaldı. O, Bush yıllarının komplocularından hiç birinin işledikleri suçlardan sorumlu tutulmamalarını sağladı.

Hepsi bu değil. Obama ile Hillary Clinton gibi suç ortakları, IŞİD gibi El Kaide bağlantılı grupları geliştirdiler ve onları, Libya ile Suriye’de rejim değişikliği uğruna verdikleri savaşlarda vekil güçler olarak kullandılar. Sonuç, Libya’da 50.000 insanın ölmesi, devrik başkan Muammer Kaddafi’nin öldürülmesi, ülkenin anarşiye ve rakip milisler arasında kanlı çatışmalara kapılması ve petrol sanayisinin çökmesi oldu.

Suriye’de ABD tarafından beslenen ve başını IŞİD’in çektiği savaşta, şimdiye kadar, 100.000’den fazla insan öldü ve milyonlarca Suriyeli sığınmacı haline geldi. Washington, şimdi, Suriye’de güçlendirmiş olduğu güçleri Irakta bombalıyor.

ABD Başkanı’nın Perşembe gecesi yaptığı açıklamada, Irak’ta hava saldırısı başlatılmasını, kuşatılmış olan Yezidiler’i kurtarmaya yönelik bir insani girişim olarak sunma çabası, onun Gazze’deki sivillerin İsrail tarafından kitlesel olarak öldürülmesine verdiği tam destek göz önünde bulundurulduğunda, fazlasıyla ikiyüzlülük kokmaktadır. Obama’nın yalnızca “sınırlı” ve “belirlenmiş hedeflere yönelik” bir saldırı gerçekleştireceği ve Irak’ı desteklemek için “savaşçı birlikler” göndermeyeceği iddiası da bir diğer yalandır.

Pentagon’un Basın Sekreteri Tuğamiral John Kirby, Cuma günü, “Başkan’ın açıkça belirtmiş olduğu gibi, ABD ordusu [IŞİD’e] karşı gerekli adımları atmaya devam edecektir.” açıklamasını yaptı. Bir başka yetkili, “Tercih düşmanın. Onlar durursa biz de dururuz. Onlar saldırırsa, biz de kafaların çekici indiririz.” dedi. Yetkililer, şimdiki saldırının haftalarca sürebileceğini belirtiyorlar.

Tüm Ortadoğu’yu ateşe vermiş olan insanlar, benzeri bir felaketi Ukrayna’da hazırlıyor ve her ikisi de nükleer güç olan Rusya ile Çin’e karşı savaş planlıyorlar.

Amerikan medyası, her zaman olduğu gibi, “haber” görünümü altında hükümet propagandasını pompalıyor. Yeni bombardıman saldırısını haklı göstermeye çalışan haber yorumlarının hiç birinde, yorumcu ya da köşeyazarı, Amerikan hükümetinin ve ordusunun Irak’taki felaketten sorumlu olup olmadığını sormayı aklına getirmiyor.

Bütün bunlar, dışarıda ABD militarizminin patlamasının içeride demokrasinin çöküşü ile el ele yürüdüğünü göstermektedir. Bu suçlardan sorumlu olanların hiçbiri Amerikan halkına karşı sorumlu değil. Onların hiçbiri sorumlu tutulmuyor. Onlar, ABD’yi yöneten şirket sahibi milyarderler oligarşisinin, istihbarat şeflerinin ve üst düzey subayların bir kesimidir.

Savaş kışkırtıcılarını silahsızlandırmak ve savaş suçlarını adalet karşısına çıkarmak işçi sınıfına düşüyor. Bunun alternatifi, kaçınılmaz şekilde, bu kez nükleer silahlarla yapılacak yeni bir dünya savaşına yol açacak olan birbiri ardına savaşlardır.

Acil görev, işçi sınıfı üzerinde yükselen ve savaşın temel nedeni olan kapitalizmin yıkılmasını ve sosyalizmin kurulmasını amaçlayan devrimci bir programla donanmış kitlesel bir savaş karşıtı hareketin inşasıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir