Tam da Washington’ın Suriye’deki savaş planlarını ve Rusya’yla cepheleşmesini arttırdığı sırada, Güney Çin Denizi, Amerika Birleşik Devletleri ile müttefiklerinin askeri tatbikat sağanağı ile birlikte, tehlikeli bir parlama noktası olmaya devam ediyor.
Güney Çin Denizi’ndeki gerilimler, Obama yönetimi Filipinler ve Vietnam gibi ülkeleri Çin ile karasal anlaşmazlıklarında daha saldırgan bir tutum almaya teşvik ettiği için, geçtiğimiz beş yılda çarpıcı biçimde kötüleşmiş durumda. Bu gerilimler, Temmuz ayında Lahey’deki Daimi Tahkim Mahkemesi’nin, ABD destekli Filipinler’in Çin’in denizcilik hak iddialarına yasal itirazı lehine verdiği kararın ardından yalnızca arttı.
Washington, şimdi, Güney Doğu Asya ülkeleriyle askeri bağlarını güçlendirmenin bahanesi olarak “denizcilik özgürlüğü”nü kullanıyor ve Asyalı müttefiklerine kendi askeri ilişkilerini sağlamlaştırmaları için baskısı yapıyor. Güney Çin Denizi, Çin anakarasına, bir deniz ablukasıyla tamamlanan büyük çaplı bir hava ve füze bombardımanı öngören Pentagon’un Çin’e karşı Hava-Deniz Savaşı stratejisi için son derece önemlidir.
Sonuç, şu anda gerçekleşmekte olan savaş oyunlarının gösterdiği üzere, Güney Çin Denizi’ndeki askeri hareketliliğin tehlikeli bir yoğunlaşmasıdır. Bu hareketlilik, şunları içeriyor:
* Britanya, Avustralya, Yeni Zelanda, Malezya ve Singapur, Güney Çin Denizi’ndekiler dahil, üç haftalık ortak askeri tatbikatlara başladılar. Faaliyetlere dahil olan askerler, savaş gemileri ve savaş uçakları, 1971’de imzalanan ve Malezya’nın ya da Singapur’un saldırıya uğraması halinde üyelere başvurmayı taahhüt eden Beş Gücün Savunma Düzenlemesi’nin çatısı altında yer alıyorlar.
* Endonezya, şu anda, Güney Çin Denizi’ndeki Natuna Adaları yakınında şimdiye kadarki en büyük hava kuvvetleri tatbikatını düzenliyor. Rus Sukhoi ve F-16 savaş uçaklarını içeren tatbikatlarda 2.000’den fazla hava kuvvetleri personeli yer alıyor. Çin Endonezya’nın Natuna Adaları üzerindeki egemenliğini kabul etse de, Haziran’da Çinli balıkçı tekneleri ile Endonezya donanması arasındaki karşı karşıya gelişe yol açan Çin’in denizcilik hak iddiaları, Endonezya’nın özel ekonomik bölgesiyle kesişiyor.
* Washington ile Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte arasında artan gerilimlere rağmen, iki ülke, karadan ve denizden çıkarma eğitimlerini kapsayan ortak askeri tatbikatlar yapıyor. 1.400 dolayında ABD deniz piyadesi ve denizcisi, Filipinli 500 askeri personel ile birlikte, “bir doğal felaket ya da çatışma sırasında daha iyi faaliyet göstermeye hazırlanmak için” çalışıyor. Duterte ABD’yle birlikte yapılan bu savaş oyunlarının sonuncu olduğunu ilan etti, ancak onun açıklamaları, ABD’yle gelecekteki tatbikatların askıya alınmasına ilişkin bir emir almamış olduğunu duyuran Filipinler Savunma Bakanlığı tarafından yumuşatıldı.
* ABD’nin iki savaş gemisi (güdümlü füze destroyeri USS John S. McCain ve denizaltı yardımcı gemisi USS Frank Cable), ABD’nin Hanoi ile askeri bağlarını arttırma çabasının parçası olarak, Pazar günü, Vietnam’ın Cam Ranh Körfezi’ni ziyaret etti. Bu, Amerikan savaş gemilerinin, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirildiği 1995’ten bu yana stratejik üsse ilk ziyaretiydi. Bu ziyaret, geçtiğimiz hafta başlayan ortak denizcilik tatbikatlarının yedinci turunun ardından geldi.
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki ve Asya genelindeki ABD askeri yığınağına yanıtı, bir yandan Washington’la uzlaşma peşinde koşarken, diğer yandan kendi ordusunu güçlendirmek olmuştur. Çin’deki veya uluslararası işçi sınıfını değil; süper zengin bir oligarşinin çıkarlarını savunan Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetiminin eylemlerinde ilerici hiçbir şey yoktur. ÇKP’nin Güney Çin Denizi’ndeki adacıkları ve kayalıkları doldurması ve Rusya ile geçtiğimiz ayki ortak denizcilik tatbikatları dahil tüm hamlelerine, ABD, Asya’daki askeri genişlemesini gerekçelendirmek için sarılıyor ve bu hamleler, sadece, savaş tehlikesini arttırıyor.
Pentagon’un Güney Çin Denizi’nde ABD egemenliğini sürdürme kararlılığı, ABD Pasifik Komutanlığı’nın eski komutanı ve Ulusal Güvenlik Müdürü emekli Amiral Dennis Blair tarafından son derece dolaysız bir şekilde ifade edildi.
Pazartesi günü Australian Broadcasting Corporation’ın “Four Corners” programına konuşan Blair, şunları söyledi: “Eğer Çinliler başına buyruk olsaydı ve tüm Güney Çin Denizi, ABD’nin ve diğer silahlı kuvvetlerin burada faaliyet yürütmelerini engelleyebilecekleri kendi toprakları olsaydı, bu, ABD için kesinlikle kabul edilemez olurdu ve biz, bunun olmasına izin vermeyeceğiz.”
ABD, defalarca, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki rıhtımlar ve uçak pistleri inşası dahil olmak üzere doldurma faaliyetlerinin, Pekin’in etrafındaki sular üzerinde egemenliğini ileri sürmek için adaları askerileştiriyor olmasının kanıtı olduğuna işaret etti. Ancak “Ciddi savaş durumunda onu [tesisleri] etkisizleştirmek, muhtemelen 10-15 dakikalık bir iş.” diyen Blair, tesislerin askeri değerine kayıtsızdı.
Blair, Avustralya’ya, “askeri kuvvetlerini uluslararası hava sahasına ve sulara göndermeye ne zaman ihtiyaç duyacaklarını göstermek için” Güney Çin Denizi’ndeki ortak devriyelerin yürütülmesinde ABD’ye katılması yönünde özel bir çağrı yaptı. ABD, şimdiden, Çin’in adacıklarının çevresinde hak iddia ettiği 12 deniz millik sınırlar içine izinsiz girmek üzere üç defa provokatif “denizcilik özgürlüğü” operasyonu gerçekleştirmiş durumda.
Amiral, ayrıca, savaş tehlikesine değindi ve ekledi: “her ikimiz [ABD ve Çin] için, diğer tarafta ne olduğunu anlama ve bir orta yol bulma yönünde dikkate değer bir yetersizlik… bu ilişki türü, zamanla hızla tırmanabilir.” Blair, bunun çatışma anlamına gelip gelmediği sorulduğunda, “Evet, yanlış anlama ve ardından korku ve çatışma.” yanıtını verdi.
Yine aynı programda röportaj yapılan Harvard Kennedy Okulu’ndan Profesör Graham Allison da, şu uyarıda bulundu: “Genel olarak, yükselen bir güç egemen bir gücü yerinden etmekle tehdit ettiğinde, birçok şeyin ters gidebileceği… şiddetli bir yapısal gerilim dönemindesinizdir diyebilirim… Güney Çin Denizi’ne kim egemen olmalı? Xi Jinping Çin egemen olmalı diye düşünüyor; Amerikalılar ise, 70 yıldır burada biz hakim olduğumuz için, hayır, diyorlar… Şimdi, daha sonra hiç kimsenin tercih etmeyeceği bir savaşı kızıştıran bir çatışmaya sürüklenmeyi hayal edebiliyor musunuz? Ne yazık ki, ben hayal edebiliyorum.”
Obama yönetiminin, resmi olarak 2011’de ilan edilen, Amerika’nın Asya’da süregiden egemenliğini garantiye alma yönündeki Asya’ya “dönüş”ü ya da Asya’yı “yeniden dengeleme”si, bir askeri yığınağı ve tam da bu tür bir olasılığın planlanmasını içermektedir. Pentagon, halihazırda, en gelişmiş silahlar dahil ülke dışı deniz ve hava kuvvetleri varlığının yüzde 60’ını 2020’ye kadar Asya Pasifik’e gönderme faaliyetini yürütüyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, özellikle Çin’e karşı savaş için tasarlanmış olan yeni menzilli silah sistemleri geliştirmeyi kapsayan askeri “yeniden dengeleme”nin “üçüncü evre”sini duyurdu.
Washington’ın Güney Çin Denizi’nde gergin bir açmaz yaratmasıyla birlikte, Çin’i ve ABD’yi veya müttefiklerinden birini içeren herhangi bir olay ya da kaza, iki nükleer silahlı güç arasında çatışmaya yol açacak bir olaylar zincirini tetikleme tehlikesi taşıyor.
6 Ekim 2016