Ekim Devrimi’nden yüz yıl sonra
Komünizm karşıtı Komünizmin Kurbanlarını Anma Vakfı’nın Amerikalıların sosyalizme yönelik yaklaşımları üzerine geçtiğimiz hafta yayınladığı ikinci yıllık rapor, kaygılı bir şekilde, Rus Devrimi’nin yüzüncü yıldönümünde, gençlerin çoğunluğunun sosyalizmi kapitalizme tercih ettiğini bildiriyor.
Uluslararası kamuoyu araştırma firması YouGov’un Eylül ve Ekim ayları arasında gerçekleştirdiği ankete göre, raporda “Y Kuşağı” olarak tanımlanan ve şu anda 21-29 yaşları arasında olan Amerikalıların yüzde 51’i, kapitalist bir ülke yerine sosyalist ya da komünist bir ülkede yaşamayı tercih ediyor.
Y Kuşağı’nın çoğunluğu (yüzde 56), ayrıca, birisi tarafından komünist olmakla suçlanmaktan rahatsızlık duymayacağını belirtmiş. Bu yaş grubunun benzer bir oranı (yüzde 53) da, anlamlı bir şekilde, Amerika’nın ekonomik sisteminin kendilerine karşı işlediğini hissettiğini söylemiş.
Y Kuşağı olarak tanımlananların çoğu, kapitalist sistemin doğrudan başarısızlığına tanık olmuş bir kuşağın parçasıdır. Onlar, tam da 2008 ekonomik krizi sürecinde liseden ya da üniversiteden mezun oldular ve işgücüne katıldılar. Onların çoğu, kalıcı istihdam fırsatlarına erişimden yoksun, ödeyemez durumda oldukları öğrenci kredisi borçlarına batmış ve anne babalarının evlerinden ayrılamayacak durumda.
ABD’deki genç işçiler ve öğrenciler, 2008 krizinden on yıl sonra, sürdürülemez eşitsizlik düzeyleri, işsizlik ya da eksik istihdam, sonu gelmeyen ve durmadan genişleyen savaşlar ve dostlarının ve aile üyelerinin canlarını alan hızla yayılan bir kimyasal uyuşturucu belası ile karşı karşıya olmaya devam ediyorlar.
Sosyalizmin ve komünizmin anlamı üzerine kafa karışıklığı sürse de, sosyalizmin daha fazla toplumsal eşitlik, iyi ücretli bir iş güvencesi, parasız nitelikli eğitim ve evrensel sağlık hizmeti hakkı (kapitalizmin sağlayamadığını kanıtladığı şeyler) anlamına geldiği yönünde genel bir algı var.
Sosyalizme giderek artan ilgi, gençlerle sınırlı değil. Rapor, tüm Amerikalıların üçte birinden fazlasının (yüzde 37), sosyalist ya da komünist bir ülkede yaşamayı tercih edeceğini gösteriyordu.
Anket, ayrıca, Amerikalıların yaklaşık yüzde 70’inin, zenginlerin adil biçimde vergi ödediklerine inanmadığını ve bu grubun yaklaşık yüzde 90’ının, onların bunu yapmasını sağlamak için ya daha yüksek vergilerin (yüzde 49) ya da ekonomik sistemin tamamen değişmesinin (yüzde 37) gerektiğini düşündüğünü gösteriyor. Ayrıca, Amerikalıların yüzde 80’i, zenginler ile yoksullar arasındaki gelir eşitsizliğinin ciddi bir sorun olduğunu düşünüyor.
Halkın görüşünü umursamayan Trump yönetimi ve Cumhuriyetçilerin elindeki Kongre, Demokratik Parti’nin suç ortaklığı ya da desteğiyle, egemen sınıfa devasa bir para kaynağı sağlayacak ve kapitalizme muhalefeti körükleyecek tarihi vergi kesintilerini kabul ettirmek için acele ediyor.
Sosyalizme yönelik yaklaşımlar üzerine, benzer bulgulara sahip diğer araştırmaları doğrulayan veriler, kapitalizme yönelik muhalefetin büyük medyadan dışlandığı göz önünde bulundurulduğunda daha da olağandışıdır.
İşçilerin ve öğrencilerin kapitalizm karşıtı ve sosyalizm yanlısı düşünceleri, geçtiğimiz yıl Demokratik Parti’nin ön seçimlerinde 13 milyon oy kazanan Vermont Senatörü Bernie Sanders’ın kampanya başarısında çarpık ifadesini bulmuştu. Kendisini “milyarder sınıf” ile mücadele edecek bir demokratik sosyalist olarak sunan Sanders, özellikle gençler arasında geniş destek toplamıştı.
Sanders’ın rolü, başından itibaren, muhalif görüşleri Demokratik Parti’nin arkasına yedeklemek ve kapitalist sisteme yönelik yaygın muhalefetin herhangi bir bağımsız siyasi ifade bulmasını engellemekti.
Bununla birlikte, Sanders’a verilen destek, kapitalist sisteme yönelik, ABD’deki resmi siyasetin dış görünüşünün altında gelişen ve YouGov anketinde açığa vurulanın çok ötesine yayılan muhalefetin yalnızca kısmi bir ifadesiydi.
Rus Devrimi’nin yüzüncü yıldönümünde, dünya emperyalizminin merkezi olan Amerika Birleşik Devletleri’nde, kapitalizme giderek artan muhalefetin işçi sınıfına dayalı, 1917 Ekim Devrimi’ni örnek alan bağımsız sosyalist bir hareket doğuracağı yönünde büyük bir tedirginlik söz konusu.
Miras Vakfı ile sıkı bağları bulunan Komünizmin Kurbanlarını Anma Vakfı gibi komünizm karşıtı gruplar kaygılarını ortaya koyarken, Demokratik Parti, Rusya’yı sosyal medyada bölünme tohumları ekmekle suçlayarak, tüm muhalif düşüncelere sert önlemler alma yönünde kirli bir kampanya yürütüyor.
1950’lerin komünizm karşıtı cadı avlarını tekrarlayan şiddetli Rusya karşıtı McCarthyci kampanya, nihayetinde, başta Dünya Sosyalist Web Sitesi (WSWS) olmak üzere, solcu, savaş karşıtı ve ilerici web sitelerini hedef almaktadır. WSWS, halkın giderek artan bir kesiminin egemen sınıfın çıkarlarına kökten karşıt ve sosyalizmin kurulmasından yana olan düşüncelerini dile getirdiği için, Google tarafından sansürlenmektedir.