Sosyalist Eşitlik Partisi (ABD) ile Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (IYSSE), 5 Kasım Cumartesi günü, Michigan Detroit’teki Wayne Eyalet Üniversitesi’nde, “Kapitalizme ve Savaşa Karşı Sosyalizm” başlıklı bir konferans düzenliyor. Bu konferansın amacı, dünya durumunu gözden geçirmek ve Amerikalı, Kanadalı ve uluslararası işçi sınıfı için militarizme ve Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesine karşı siyasi bir stratejinin ve planın çerçevesini çizmektir.
Konferans, tüm siyasi düzenin derin krizini açığa vurmuş olan ABD seçimlerinden yalnızca üç gün önce düzenleniyor. Seçimin sonucu henüz bilinmiyor ama başında ister Clinton isterse Trump olsun, gelecek yönetim, dışarıda savaş, içeride ise toplumsal ve siyasal gericilik politikası izleyecektir.
Konferansta dünya krizi, onun altında yatan nesnel güçler, işçi sınıfının benimsemesi gereken siyasi strateji ve emperyalist savaşa karşı yeni bir hareketi inşa etmek için gerekli somut görevler çözümlenecek. Konferans şu gündeme dayanacak:
1. Küresel kriz ve III. Dünya Savaşı tehlikesi
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve I. Körfez Savaşı’ndan 25, “terörle mücadele”nin başlamasından 15 yıl sonra, ABD tarafından sürdürülen sonu gelmez savaşlar, giderek, Amerikan emperyalizminin Rusya’yı ve Çin’i kapsayan büyük rakipleri ile doğrudan küresel cepheleşmesi haline geliyor. Generaller ve Washington’daki düşünce kuruluşları, halkın arkasından, dünyanın yeni bir emperyalist paylaşımının koşulları üzerine kapışan ülkeler arasında büyük bir çatışma için planlar hazırlıyorlar.
2. 2016 ABD seçimleri, savaş ve Amerikan kapitalizminin krizi
Ordu ve dış politika kurumunun baskın kesimlerinin desteğine sahip olan Demokratik Partili başkan adayı Hillary Clinton, Suriye’de, önde gelen generallerin Rusya ile savaş anlamına geleceğini söyledikleri bir “uçuşa yasak bölge”nin oluşturulmasını destekliyor. Cumhuriyetçi aday Trump ise, “Önce Amerika” programını, ABD’nin, Obama’nın “Asya’ya dönüş”ünün bir parçası olarak giderek daha provokatif askeri tatbikatlar yaptığı Çin üzerine odaklamış durumda.
ABD seçimleri sonuçlanmaya yaklaşırken, hem Clinton hem de Trump, arkasında egemen sınıfın bulunduğu ve Amerika’daki ve tüm dünyadaki işçilerin karşı karşıya olduğu asıl konuları örterken iç çatışmalarını kavga ederek çözdüğü skandal tellallığıyla meşgul.
ABD’nin savaş yöneliminin arkasındaki başlıca güdü, egemen sınıfın ABD içindeki şiddetli toplumsal gerilimleri dışarıya, bir dış düşmana yönlendirme ihtiyacıdır. Amaç, derinlemesine bölünmüş ve halkın gözünde hiçbir meşruiyeti olmayan kurumlar tarafından yönetilen bir ülkeyi savaş yoluyla birleştirmektir. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, nüfusun büyük bir kesimi tarafından hor görülüyor ve bu iki başkan adayı, ülkenin modern tarihindeki en sevilmeyen adaylar.
3. Emperyalizm karşıtı mücadele stratejisi: Tarihin dersleri
Tarih, emperyalist savaşa karşı mücadelenin işçi sınıfına dayanması ve enternasyonalist-sosyalist bir program üzerinde yükselmesi gerektiğini gösteriyor. Yüz yıl önce, Rus Devrimi, 38 milyondan fazla insanın yaşamına mal olan I. Dünya Savaşı dehşetinden doğmuş; Sovyetler Birliği’nin Stalinist yozlaşmasına muhalefet içinde biçimlenmiş olan Dördüncü Enternasyonal, 60 milyon insanın ölümüne yol açan II. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde kurulmuştu.
Günümüzdeki savaş tehlikesi Soğuk Savaş’ın doruk noktasından bu yana herhangi bir zamandakinden daha yakın olmasına rağmen ABD’de ve uluslararası ölçekte faal herhangi bir savaş karşıtı hareketin olmaması, olağandışı bir siyasi olgudur. Egemen sınıfların bütün kesimleri savaşı desteklerken, üst orta sınıfın sahte sol örgütleri emperyalist müdahalelerin en ateşli destekleyicileri haline gelmiş durumdalar.
5 Kasım’daki konferans, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) programı üzerine kuruludur. Bu program şu noktalarda ısrar eder:
• Savaşa karşı mücadele, toplumdaki büyük devrimci güç işçi sınıfı üzerinde yükselmelidir;
• Savaşın temel nedeni olan ekonomik sisteme, kapitalizme son verme uğruna mücadele etmeksizin savaşa karşı ciddi bir mücadele söz konusu olamayacağı için, savaş karşıtı hareket, kapitalizm karşıtı ve sosyalist olmak zorundadır.
• Savaş karşıtı hareket, egemen sınıfın bütün siyasi partilerinden ve örgütlerinden bağımsız ve onlara düşman olmalıdır.
• Savaş karşıtı hareket, her şeyden önce uluslararası olmalı, işçi sınıfının muazzam gücünü emperyalizme karşı birleşik küresel bir mücadelede harekete geçirmelidir.
4. Savaşa karşı uluslararası hareketin inşası
Emperyalist savaşa karşı yeni bir hareket inşa edilmelidir! Emperyalist savaşın altında yatan kapitalist kriz, aynı zamanda, sosyalist devrimin nesnel koşullarını da yaratmaktadır.
Savaşın yükselmesinin yanı sıra, sınıf mücadelesi de yoğunlaşıyor. Merkezi görev, devrimci bir önderliğin inşasıdır. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin ve Sosyalist Eşitlik Partisi’nin siyasi etkisi, yerkürenin dört bir yanına genişletilmelidir. Her okulda ve üniversitede, Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in şubeleri inşa edilmeli; önemli fabrikalarda ve işçi sınıfının en önemli kesimleri içinde, yaklaşan mücadelelere hazırlanmak üzere fabrika ve işyeri komiteleri kurulmalıdır.
5 Kasım’daki konferans, savaşa ve kapitalizme karşı sosyalist bir uluslararası işçi sınıfı hareketinin hazırlanmasında bir kilometre taşı olacaktır.
3 Kasım 2016