Çin’deki yavaşlamayı ve düşen petrol ve emtia fiyatlarını kapsayan büyüyen küresel ekonomik sıkıntının ortasında, büyük şirketler Avrupa genelinde toplu işten çıkarmalar ilan ediyor.
ABD çok uluslu şirketi General Electric (GE), geçtiğimiz Çarşamba günü, 1.700’ü Almanya’da, 570’i Britanya’da, 765’i Fransa’da ve 1.300’ü İsviçre’de olmak üzere, önümüzdeki iki ayda Avrupa’da 6.500 kişiyi işten çıkarmayı planladığını duyurdu. GE’nin enerji bölümü başkanının geçtiğimiz Eylül ayındaki açıklamalarına göre, bu, beş yıl içinde 3 milyar dolarlık maliyet tasarrufu çıkarma yönünde bir planın parçası.
GE, 2014’te Fransız mühendislik firması Alstom’u 9,7 milyar avroluk bir anlaşmayla satın almış ve iş yaratma sözü vermişti. GE’nin Fransa sözcüsü Laurent Wormser, Fransa’daki işten çıkarmaların, ağırlıklı olarak Paris bölgesindeki insan kaynakları, halkla ilişkiler ve hukuk departmanlarındaki idari işleri vuracağını söyledi.
Fransız nükleer grubu Areva, sendikalarla bir anlaşmaya varmasının ardından, dünya çapında, Almanya’dakileri, ABD’dekileri ve Fransa’dakileri (2.700 kişi) kapsayan 6.000 kişiyi işten çıkarma planını duyurdu. “Rekabet gücü planı” anlaşması, Areva’ya, 2017 yılına kadar 1 milyar avro tasarruf sağlayacak.
British Airways, borçlarını azaltma yönünde bir plan doğrultusunda 5.800 işi tasfiye ediyor, ayrıca 7.600 kişiyi işten çıkarmayı daha önce ilan etmişti. Bunlar, Heathrow havaalanında 6.600 ve Gatwick’te 3.000 işten çıkarmayla, büyük ölçüde büyük Britanya havaalanlarını vuracak.
Fransa’nın büyük ölçüde devlete ait olan elektrik firması EDF, daha önce ilan edilenin iki katı olacak şekilde önümüzdeki üç yıl boyunca azaltma yoluyla 4.000 kişiyi (işgücünün yüzde 6’sını) işten çıkartıyor. EDF, 2014’te, 72,8 milyar avro ciro yapmış ve 3,7 milyar avro net kar elde etmişti. Bu haber, Fransız devletine ait demiryolu şirketi SNCF’nin 2020’ye kadar 10.000 kişiyi çıkarma planının parçası olarak Fransa’da 1.400 kişiyi işten çıkarma duyurusuyla, Fransız kamu sektöründe geçtiğimiz ayki daha fazla işten çıkarma duyurularını takip ediyor.
Air France, geçtiğimiz yıl önemli bir faaliyet karı yapmasına rağmen, 1.000’i bu yıl olmak üzere 2016 ile 2017 arasında 2.900 kişiyi işten çıkarmayı planlıyor. Air France CEO’su Frederic Gagey, “Air France’in toparlanması devam ediyor ve şimdiki canlı ekonomik durum, bize, 2017 yılından itibaren büyümeye dönmeyi önerme imkanı veriyor.” diye övündü.
Tata Steel, geçtiğimiz yıl çelik fiyatları dibe dalarken yüzlerce kişiyi işten çıkarmayı duyurmasının ardından, Britanya’da, Port Talbot, Llanwern, Trostre, Hartlepool ve Corby’deki fabrikaları vuracak şekilde 1.050 kişiyi işten çıkaracak. Seramik grubu Royal Doulton, Baddeley Green fabrikasının kapanmasının ortasında, çoğu Britanya’da olmak üzere yaklaşık 1.000 işçiyi işten çıkaracak.
Avrupa’nın en büyük 30 bankasının 2008’den 2014’e kadar 80.000’i aşkın kişiyi çıkarmasının ardından, Avrupa bankaları, spekülasyondan ve Avrupa Birliği (AB) kurtarmalarından devasa karlar elde ederlerken, 2016’da 30.000’den fazla kişiyi işten çıkaracaklarını duyurdular. Financial Times’a göre, Avrupa’nın en büyük iki bankası, Barclays ve BNP Paribas, yatırım bankacılığı maliyetlerinde yüzde 10 ile yüzde 20 arasında kesinti yapmak için işten çıkarmayı gündeme getirmeyi planlıyorlar.
Avrupa işçi sınıfına yönelik saldırı, dünya ekonomisinin 2008 Wall Street çöküşüyle tetiklenene benzer ikinci bir büyük çöküşe yaklaşıyor olduğu yönünde artan işaretlerin ortasında geliyor. Yılbaşından beri, dünya çapında borsalar, Çin’deki ekonomik büyüme tahminlerinin dibe dalmasının ve petrol ile belli başlı emtia fiyatlarının çökmesinin ortasında büyük çapta elden çıkarmalara tanık oldular.
AB kemer sıkma kurtarma paketleriyle altları oyulan Güney Avrupa ekonomileri kitlesel işsizlik ve zayıf tüketici talebi ile sıkıntılı kalırken, başta Çin olmak üzere küresel ticaretteki bir yavaşlamanın sonucu olarak, Almanya’nın ihracata dayalı ekonomisi bir hayli zarar görebilir.
New View Economics CEO’su David Brown, South China Morning Post’ta 17 Ocak tarihli bir makalede, şu uyarıda bulundu: “Eğer Almanya’nın ihracat dinamosu bocalamaya başlarsa, iç talep daha düşük seyretmeye başlarken avro bölgesinin geri kalanı sıkıntı çekecektir. Avro bölgesi ihracatının yüzde 50 kadarının tek bir piyasa içinde alınıp satılması nedeniyle, büyüme ve istihdam için sonuçlar ağır olabilir. Başka bir hızlı durgunluk göz ardı edilmemelidir.”
Dünyanın en büyük özel yatırım fonu Blackrock’ın CEO’su Larry Fink, ABD finans kanalı CNBC’ye, krizin kötüleşmeye başladığını söyledi. Fink, “Ben, doğrusu, sokaklarda yeterince kan olmadığına inanıyorum” dedi ve ekledi: “İlk çeyreğin ortalarında ve kuşkusuz ikinci çeyrekte, daha fazla işten çıkarma görmeye başlayacaksınız.”
Yeniden yaşanan ekonomik çöküş, kapitalizmin iflasını vurgulamaktadır. Avrupa egemen sınıfı, 2008 krizinden sonra, tam bir çöküşü önlemek için gerekli olduğu iddiasıyla banka kurtarmalarına trilyonlarca avro akıtırken, sert kemer sıkma politikaları dayattı. Süper zenginler servetlerinde muazzam bir artış yaşarken, sanayilerin ve yaşam standartlarının altı oyulduğu için işsizlik ve toplumsal eşitsizlik fırladı.
Ancak, egemen sınıf tarafından zincirlerinden boşanan ekonomik tahribat ve mali suç, artık, geniş kapsamlı sonuçlarla, özellikle işçi sınıfı içindeki toplumsal muhalefetin yükseliyor olmasıyla birlikte, başka bir küresel ekonomik çöküşe neden oluyor.
Ekonomi basını, gergin bir biçimde, tek başında Aralık’taki 400 protesto (aylık bazda rekor) dahil olmak üzere geçtiğimiz yıl 2.774 işçi protestosuna tanık olunan Çin’deki toplumsal protestoyu haber yapıyor. China Labour Bulletin’den Geoffrey Crothall, Bloomberg’e, “Ekonomi çok az iyileşme işareti verirken, grevlerde ve protestolarda artış, yuanın değerinin düşürülmesi ve bunu takip eden borsa düşüşü sırasında geçtiğimiz Ağustos ayında başladı ve yılın son çeyreği boyunca gelişmeye devam etti.” dedi.
Avrupa egemen sınıfı, esas olarak, içerideki toplumsal protesto ile ilgili olarak artan biçimde endişe duymaktadır. Ekim ayında yaygın bir şekilde haber yapılan bir olayda, Air France’ın binlerce kişiyi işten çıkaracağını ilan etmesinin ardından, Fransa genelinde ve uluslararası ölçekte işçilerin geniş sempatisine sahip olan Air France işçileri iş konseyi toplantısını basmış ve iki yöneticiye gömleklerini yırtarak saldırmıştı. Air France, birkaç işçiyi işten atma ve onlara karşı yasal işlem başlatma yönünde alışılmadık bir karar aldı.
Bu artan sınıfsal gerilimler, Avrupa egemen sınıfı içinde grevleri ve toplumsal protestoları ezmek için orduyu kullanmaya girişmek üzere hazırlıkları harekete geçiriyor. 2014’te, grevleri bastırmak için askeri güç kullanılması çağrısı yapan Avrupa Birliği’nin Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün bir çalışması, “Ortak dış politika ve güvenlik politikası çerçevesi içinde, polisin ve silahlı kuvvetlerin sorumlulukları, giderek artan oranda birleştirilmekte ve toplumsal protestonun üstesinden gelme kapasiteleri kuvvetlendirilmektedir.” diye belirtiyordu.
“Küresel toplumdaki eşitsiz sosyoekonomik sınıflar arasında çatışma”yı AB “güvenliği”ne yönelik ana tehdit olarak tanımlayan çalışma, şu uyarıda bulunuyordu: “Yoksul ve usanmış nüfus yüzdesi oldukça yüksek olmaya devam edecek, bu dünya ile zenginler dünyası arasındaki gerilimler buna uygun sonuçlarla birlikte artmayı sürdürecek. … Biz, kendimizi daha güçlü bir şekilde korumak zorunda olacağız.”
İki yıldan kısa bir süre sonra, bu konular şiddetli bir biçim almıştır. Avrupa genelinde “terörle mücadele” bahanesiyle aşırı sert güvenlik politikaları uygulanıyor, Polonya’da aşırı sağcı bir rejim ortaya çıkıyor ve Fransa’nın Sosyalist Parti (PS) hükümeti, Paris’teki 13 Kasım terör saldırılarının ardından üç aylık bir olağanüstü hal uygulamaya koymuş durumda.
Bu olağanüstü hal, gösterileri yasaklıyor. PS, bu yasağa meydan okuyarak devam eden çevreci protestolara son vermek için sert önlemler aldı. Hükümet, ayrıca, polise kamu düzeni için tehdit olarak gördüğü herkesi gözaltına alma ve arama izni verecek şekilde, olağanüstü hali süresiz olarak uzatmak için bir anayasa değişikliği hazırlıyor.
Egemen sınıf, bu kanun ve düzen histerisi havasını işçi mücadelelerine karşı döndürmeye çalışacak. Geçtiğimiz hafta, görülmemiş bir siyasi gözdağı eylemi olarak, Fransız mahkemeleri, işten çıkarmalara ve kemer sıkmaya karşı toplumsal muhalefete yönelik daha kapsamlı baskılar için bir emsal oluşturacak şekilde, sekiz eski Goodyear lastik işçisini, grev sırasında yöneticileri kısa süreliğine alıkoymak gerekçesiyle hapse mahkum etti.