Bütün işçiler Julian Assange’ı neden savunmalı?

Julian Assange’ı savunan aşağıdaki açıklama, Taban Komiteleri Güç Birliği Yürütme Komitesi tarafından yapıldı.

Bütün işçileri, WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın derhal serbest bırakılmasını talep etmeye ve bunun için mücadele etmeye çağırıyoruz.

Assange, yedi yıldır siyasi sığınma istediği Ekvador’un Britanya büyükelçiliğinden acımasızca alınıp tutuklandı. O, şimdi, ABD’ye aktarılma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Orada, düzmece casusluk suçlamalarıyla süresiz hapsedilebilir, hücre hapsinde işkence görebilir ve hatta idam cezasına çarptırılabilir.

Assange’a yönelik saldırı, tüm işçi sınıfına yönelik bir saldırıdır! Assange’ın desteğimize ihtiyacı var!

Assange, bir suçlu değil, kahramandır. ABD askeri güçlerinin Irak ile Afganistan’daki masum sivilleri katletmesini de içeren savaş suçlarını ifşa ettiği için yakalanıncaya kadar peşi bırakılmamış ve zulme uğramıştır. Gerçek suçlular, hem Demokratik, hem Cumhuriyetçi partiden George W. Bush, Dick Cheney ve diğer önde gelen siyasi kişilikler gibi, bu savaşları başlatanlardır.

En az bir milyon Iraklının ve Afgan’ın ölümüne yol açan bu savaşlar için hiç kimseden hesap sorulmadı. Gelgelelim, Julian Assange ile ABD ordusunda eski bir analist olan Chelsea Manning, gerçeği söyledikleri için hapisteler!

Hükümetin cadı avının hedefleri sadece Assange, Manning ve NSA ifşaatçısı Edward Snowden değil. WikiLeaks tarafından gözü açılan ve gerçeği öğrenmeye kararlı olan, ABD’deki ve dünya çapındaki yüz milyonlarca işçi ve genç de namlunun ucunda.

Assange, bir sınıf savaşı tutsağıdır. Kapitalist egemen seçkinler, ABD ile Polonya’daki öğretmen grevlerinden, Meksika’daki maquiladora işçilerinin başkaldırısına; Fransa’daki Sarı Yelek protestolarından Cezayir ile Sudan’daki devrimci altüst oluşlara kadar, yükselen bir toplumsal hoşnutsuzluk eğilimi ile karşı karşıyalar.

Zenginler, korkuyla titriyorlar. Ezici çoğunluğun, onların bitmek bilmeyen ödün, daha büyük toplumsal eşitsizlik ve daha fazla savaş yönündeki taleplerine karşı olduğunu biliyorlar. Kendi medya kuruluşlarının gözden düştüğünü biliyorlar. Politikacılarından nefret edildiğini biliyorlar.

Bu yüzden, servetlerini ve iktidarlarını korumak için giderek artan oranda otoriter yöntemlere başvuruyorlar. Konuşma, ifade, basın ve toplantı özgürlüğü her yerde saldırı altında.

Fransa Devlet Başkanı Macron, protestocuların üzerine askerleri gönderiyor. Sri Lanka’da, hükümet, siyasi muhaliflerine karşı “terörle mücadele” yasalarını yürürlüğe koyuyor. ABD’de, Almanya’da ve diğer ülkelerde, ordu ve faşizan güçler, göçmenlere ve sığınmacılara karşı harekete geçiriliyor.

Siyasi muhalifler, her zaman komploların ve devlet baskısının hedefi olmuştur. Yüz yıl önce, 13 Nisan 1919’da, ünlü sosyalist ve işçi örgütçüsü Eugene Debs, 1917 tarihli Casusluk Yasası’nı ihlal etmekten hapse atılmıştı. Şimdi, Trump ve Demokratlar, aynı yasayı Assange’a karşı kullanmayı planlıyor.

Debs’in “suçu”, Canton, Ohio’da, Başkan Wilson’ın I. Dünya Savaşı’na girme planlarına karşı çıkan bir konuşma yapmaktı. Debs, savaşın “Wall Street seçkinleri”nin çıkarlarına hizmet edeceğini söylemiş; “ne savaş açmakta, ne de barış yapmakta” hiçbir zaman söz sahibi olmadığı halde “kanını sınırsızca akıtıp ölüler verecek olan işçi sınıfı” olacak, diye konuşmuştu.

Debs, bu “otokratlar, bu zorbalar, bu suçüstü yakalanmış hırsızlar ve katiller”, “yurtseverler” iken, “onlarla yüzleşme, gerçeği söyleme ve onların sömürülen kurbanları için mücadele etme cesaretine sahip olan insanlar; onlar sadakatsizler ve hainlerdir,” diyordu.

Bütün işçiler, Assange’ı savunmakta çok büyük bir çıkara sahiptir. Assange’ı hapsetme ya da ona daha kötüsünü yapma girişimi, Dünya Sosyalist Web Sitesi dahil internetteki muhalif sesleri sansürleme ve New York Times ile Washington Post gibi yalnızca hükümet destekli haber kaynaklarını teşvik etme çabaları ile el ele gidiyor.

Demokratlar, Assange’ın, Hillary Clinton’ın 2016 başkanlık seçimlerini kaybetmesi için Ruslarla dolap çevirdiği yalanını satıyorlar. Bu, ABD hükümetinin tüm muhaliflerini “Rus ajanları” olarak damgalamak ve işçilerin iletişim kurmak ve son 14 aydaki öğretmen grevleri dalgasını da kapsayan mücadelelerini koordine etmek için kullandığı sosyal medyada sert önlemler almak için yapılıyor.

Trump yönetimi ve Demokratlar, Assange’ı ibret olsun diye acımasızca cezalandırarak, savaşın, diktatörlüğün ve toplumsal eşitsizliğin tüm muhaliflerini susturabileceklerini sanıyorlar. İşçileri, direniş örgütlemeleri ve boyunduruklarına son vermeleri gerektiği bilgisinden yoksun bırakmak istiyorlar. İşçiler, pekala kendi sözlerini söyleyecekler!

ABD’nin dört bir yanından otomotiv işçileri, öğretmenler, lojistik ve diğer sektörlerden işçiler tarafından oluşturulan Taban Komiteleri Güç Birliği Yürütme Komitesi, geçtiğimiz yıl, yozlaşmış sendikalardan bağımsız, yeni sınıf mücadelesi örgütleri inşa etme mücadelesine öncülük etmek için kuruldu. Biz, bütün işçileri işlere ve yaşam standartlarına yönelik saldırılara karşı birleştirmek ve kapitalizmin ürettiği kemer sıkmaya ve toplumsal eşitsizliğe karşı koymak için mücadele ediyoruz.

Demokrasi, yalnızca işçilerin sosyal hakları uğruna mücadele etmeleri için önemli değildir; nihayetinde, işçilerin uyanık olması, demokrasinin yaşamasındaki en belirleyici etmendir. İşçiler, tek bir ağızdan haykırmalılar: Demokratik haklar pazarlık edilemez!

İşçileri, bir tavır almaya ve Julian Assange ile Chelsea Manning’in derhal serbest bırakılmasını talep eden uluslararası kampanyaya katılmaya çağırıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir