Pazartesi günü Londra’da WikiLeaks yayıncısı Julian Assange’ın ABD’ye iade edilip edilmeyeceğini belirleyecek duruşmaların ilk günü, söz konusu olanın hem Assange’ın hayatını hem de temel demokratik hakları tehdit eden bir hukuk rezaleti olduğu konusunda kuşkuya yer bırakmadı.
Trump yönetiminin Assange’ın ABD’ye teslim edilmesi başvurusu birkaç dakika içinde reddedilmeliydi; zira Britanya yasaları siyasi suçlamalarla karşı karşıya olan bireylerin iade edilmesine izin vermiyor.
Assange, WikiLeaks’in 2010 ve 2011 yıllarında ABD’nin savaş suçlarını ve diplomatik komplolarını açığa vuran sızdırılmış bilgileri yayımlaması nedeniyle birden çok kez casuslukla suçlanıyor. Bir devletin kendi suçlarını ifşa edenleri kovuşturmaya çalışmasından daha açık bir siyasi dava düşünülemez.
Ancak Yargıç Vanesssa Baraister, davayı reddetmek yerine, ABD Adalet Bakanlığı’nı temsil eden Avukat James Lewis’ın şu iddiasını kabul etti: “[Assange] hükümetin açıklamamayı tercih edeceği utandırıcı veya mahcup edici bilgileri açıklamakla suçlanmıyor.”
Bu saçma ve su katılmamış yalan, Assange’a yöneltilen suçlama ile tamamen çelişmektedir. Bu suçlama, “ulusal savunma ile ilgili belgelere izinsiz sahip olma, erişme ve onları kontrol altında tutma, isteyerek ve yasa dışı bir şekilde bu tür belgeleri internette yayımlayarak … haberleştirilmelerine, dağıtılmalarına ve onları alma yetkisi olmayan kişilere teslim edilmesine yol açma ve yol açmaya kalkışma” şeklindedir.
Yani Assange, ABD silahlı kuvvetlerinin Irak ve Afganistan savaşlarında binlerce sivili öldürdüğünü gösterdiği için “hükümetin açıklamamayı tercih edeceği”, Amerikan hükümetini “utandırıcı” belgeleri yayımlamakla suçlanmaktadır.
ABD’nin davası, Pazartesi günkü açılış açıklamalarında gösterildiği gibi, belgeler WikiLeaks tarafından yayımlanmadan önce Amerikan hükümetinin ve ordusunun muhbirlerinin ve casuslarının adlarının belgelerden silinmemiş olduğu iddiasına odaklanıyor. Lewis, ABD kurumlarının, belgelerde adı geçen “yüzlerce kişinin tehlikede olduğunu saptadığını” iddia etti. Lewis, bazılarının “yerlerinin değiştirildiğini”, diğerlerinin ise “sonradan ortadan kaybolduğunu” ileri sürdü. Lewis mahkemeye, Assange’ın insanları “bile bile” riske attığını söyledi.
Aynı suçlama ifşaatçı Chelsea Manning’e de yöneltilmiş; bilgileri WikiLeaks’e aktarmaktan askeri mahkemede yargılandığı sırada bu suçlamanın yanlış olduğu kanıtlanmış ve suçlama geçersiz ilan edilmişti.
ABD Savunma Bakanlığı adına soruşturmayı yöneten karşı istihbarat subayı, Tuğgeneral Robert Carr, 2013’te verdiği yeminli ifadesinde, sızan belgelerin yayımlanması nedeniyle zarar görmüş herhangi birine ilişkin “spesifik bir örnek bilmediğini” itiraf etmişti. Carr’ın başlangıçta Manning’in yaptıklarının sonucunda öldürüldüğü iddia edilen bir kişiden söz etmesi duruşma tutanağından çıkartılmıştı, zira belgelerde söz konusu kişinin kimliği saptanmış değildi.
Lewis de Pazartesi günü Britanya mahkemesinde, “ABD, WikiLeaks’in ortaya çıkardıklarının neden olduğu ortadan kaybolma olaylarını kanıtlayamaz,” diye itiraf etti. Dahası, Assange’ı temsil eden Avukat Edward Fitzgerald şuna dikkat çekti: “WikiLeaks yalnızca başkaları tarafından yayımlanmalarından sonra redaksiyondan geçmemiş materyalleri yayımlamıştır.”
Yine de, iade edilme davası, Assange’ın bir suç işlediği biçimindeki yanlış savı ileri sürüyor. Oysa Assange, gerçek gazetecilerin ve yayıncıların her zaman yapmaktan gurur duyduğu şeyi yapmış; Washington’da ve başka yerlerde iktidarda olanların halktan gizlemeye çalıştığı suçluluk kanıtlarını erişilir kılmıştır. Assange’ın bir yayıncı olarak yaptıkları, ABD Anayasası’ndaki Birinci Değişiklik gereğince tarihsel olarak koruma altındadır.
Londra’da meydana gelen –ve ABD’de hazırlanmakta olan– hukuk rezaleti, Assange’ın ABD hükümetini ve emperyalist savaşlar ve diplomasinin gerçek yüzünü mahkum edici bir şekilde ifşa ettiği için acımasızca kovalanmış olduğunu dünya halklarından gizleyemez.
Chelsea Manning tutuklanmış, işkence görmüş ve 35 yıl hapse mahkum edilmişti. 2017’de cezası hafifletilmeden önce yedi yıl bir hücrede hapis yattı. WikiLeaks internette sansürlendi ve Assange’a düzmece cinsel saldırı iddialarıyla iftira atıldı. İsveç’e iade edilmesini önlemek için Britanya mahkemelerinde uzun bir mücadele vermek zorunda kaldı. Britanya mahkemeleri İsveç’teki davanın bir sürü yalandan ibaret olduğunu gösteren kanıtları görmezden geldiği için ve yurttaşı olan Assange’ı koruma sorumluluğu bulunan Avustralya hükümetinin olaya müdahale etmeyi reddetmesi nedeniyle Assange, Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinden sığınma talep etmek zorunda kaldı.
Britanya hükümeti, büyükelçilikte kalan Assange’ı, Haziran 2012’den Nisan 2019’a kadar yeterli tıbbi bakımdan ve hatta doğrudan güneş ışığına erişme hakkından mahrum bıraktı. Assange, tıp uzmanlarının acımasız bir fiziksel kötü muamele ve “psikolojik işkence” olarak nitelediği bir muameleye katlandı. Artık etraflıca belgelenmiş olduğu gibi, sözde Assange’ı ve büyükelçiliği koruyan güvenlik şirketi UC Global, gerçekte ABD hükümeti adına onu gözetliyordu. Şirket, Assange’ın hukuki temsilcileriyle yaptığı görüşmeler dahil olmak üzere en mahrem görüşmelerini kaydedip CIA’e teslim etti.
Trump yönetimi, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, tanıdığı sığınmayı iptal etmesi için Ekvador hükümetini tehdit etti ve ona rüşvet verdi. Assange, polis tarafından sürüklenerek büyükelçilikten çıkartıldı ve o zamandan beri de maksimum güvenlikli Belmarsh Cezaevi’nde acımasız koşullar altında hapsedilerek iade davasının başlamasını bekliyordu. Manning ise, bir büyük jüri önünde Assange aleyhine ifade vermeyi reddettiği için yeniden hapsedilmiş durumda.
Britanya hükümetinin ve mahkemelerinin, ABD’nin WikiLeaks yayıncısı Assange’ı ele geçirme girişimini reddetmesi durumunda karara karşı çıkılamaz ve sonuç değiştirilemez. Avustralya hükümetinin tüm diplomatik gücüyle ve yasal yetkileriyle müdahale ederek bir Avustralya yurttaşına ve gazeteciye yönelik acımasız kan davasına son verilmesini talep etmesi durumunda da aynı şey geçerlidir.
Amerikan devletinin yaptıkları, adaletten kaçan ama kendisinin aleyhine kanıt ortaya koyan insanları yakalayıncaya kadar peşini bırakmayan bir katilin yaptıklarıyla kıyaslanabilir. Manning tarafından sızdırılan ve WikiLeaks tarafından yayımlanan belgelerde açığa vurulan katliamlar ve antidemokratik komplolar için bugüne kadar tek bir politikacı, askeri ya da diplomatik yetkili sorumlu tutulmamıştır. Bunun yerine, Julian Assange ile Chelsea Manning hapishane hücrelerinde yatıyor ve Assange, ABD federal hapishane sisteminin en karanlık köşesinde yatılmak üzere 175 yıla kadar hapis olasılığıyla karşı karşıya bulunuyor.
Bugün dünya genelinde milyonlarca insan ve onlarca örgüt, Assange’ı ve Manning’i savunmak için seslerini yükseltiyor. Güçlü bir uluslararası hareket biçimleniyor. Ancak bu hareketin, geçmişte sınıf savaşı tutsaklarını ve devlet komplosu kurbanlarını kurtarmak için verilen büyük mücadelelerin derslerini özümsemesi ve onlar üzerinde yükselmesi gerekiyor. Yalnızca işçi sınıfının kitlesel bir siyasi seferberliği, zorbaları onları serbest bırakmaya zorlayacaktır.
Assange’ın ve Manning’in özgürlüğü; bırakın WikiLeaks’i yok etmeye kararlı olan Trump’ı ya da ABD’deki Demokratik Parti’yi, Britanya Başbakanı Boris Johnson ve İşçi Partisi önderliği ya da Avustralya Başbakanı Scott Morrison ve İşçi Partisi önderi Anthony Albanese gibi siyasi önderlerde var olmayan demokratik ve ahlaki ilkelere başvurarak kazanılmayacak.
Tersine, Assange’ın savunusu giderek büyüyen işçi sınıfı mücadelelerine dayandırılmalıdır. Dünyanın dört bir yanında işçiler, yükselen bir grev ve siyasi protesto dalgasına dahil oluyorlar; Assange’ı ve tüm diğer sınıf savaşı tutsaklarını özgürleştirecek olan toplumsal güç işte budur.
İşçiler, demokratik hakları savunmanın toplumsal eşitlik mücadelesinden ayrılamayacağını kavramalılar. 22 Şubat’ta Sosyalist Eşitlik Partisi’nin Avustralya Sidney’de Assange’ı savunmak için düzenlediği mitingde bir konuşmacı olarak şunu söylemiştim: “Eğer doğru bilgi ve ifade özgürlüğümüz yoksa hiçbir konuda söz sahibi olamayacağız.”
Assange’ı savunmak için gelişen hareket, enerjisini, işçi sınıfı içinde toplumsal eşitsizliğe, faşizm ve diktatörlük tehdidine ve artan savaş tehlikesine karşı gelişmekte olan çok daha büyük hareketi seferber etmeye yönlendirmelidir. Londra’daki hukuk saçmalığına son verip Assange’ın derhal ve koşulsuz özgürlüğünü sağlayabilecek olan güç, işçi sınıfının muazzam gücüdür.
Yazar ayrıca şunları öneriyor:
ABD’ye iade edilme duruşmaları öncesinde Julian Assange’a destek artıyor
[20 Şubat 2020]
Glenn Greenwald’ın kovuşturulması ve ifade özgürlüğüne açılan küresel savaş
[23 Ocak 2020]
Julian Assange’a yönelik uluslararası cadı avı
[14 Ocak 2020]