ABD’nin, WikiLeaks kurucusu Julian Assange’a karşı komplosunun parçası olarak oluşturulan bir federal büyük jüri önünde ifade vermeyi reddeden ifşaatçı Chelsea Manning’in, Perşembe günü bir yıldır tutulduğu hapishaneden serbest bırakılmasına karar verildi. Manning’in tahliye kararı, hücresinde intihara teşebbüs edip hastaneye kaldırılmasından bir gün sonra geldi.
Manning, Çarşamba günü itibariyle hastanede tedavi görüyordu. Birleşmiş Milletler İşkence Özel Raportörü Nils Melzer’e göre Manning, kritik durumdan dengeli duruma doğru iyileşme gösterdi.
Federal Bölge Mahkemesi Başkanı Anthony J. Trenga, Manning’in kahramanca meydan okuma eylemine değinmeden, büyük jürinin çalışmasının sona erdiğini ve görevine son verildiğini açıklamasının ardından Manning’in derhal serbest bırakılmasına hükmetti.
Chelsea Manning (AP Photo)
Manning’in Mart 2019’da hapse atılmasından beri ifade vermeyeceği biliniyor olmasına rağmen, Yargıç Trenga’nın kararında şunlar belirtiliyor: “Mahkeme, tutukluluğunun bundan böyle herhangi bir zorlayıcı amaca hizmet etmediğini göz önünde bulundurarak, Bayan Manning’in artık Büyük Jüri önüne çıkmasına gerek olmadığı kararına varmıştır.”
Yargıç Trenga, Manning’in “bugüne kadar kendisine karşı biriken koşullu para cezasının iptal edilmesi” talebini reddederek ona karşı kindar zulmünü de sürdürdü. Bu, Manning’in ifade vermeyi reddetmesi nedeniyle mahkemenin verdiği 256.000 dolara biriken para cezasının ABD Virginia Doğu Bölgesi Yerel Mahkemesi “memuruna derhal ödenmesi gerektiği” anlamına geliyor.
Dahası, Manning’in geçtiğimiz yıl 8 Mart’ta girdiği hapiste 63 gün yattıktan sonra 9 Mayıs’ta ilk büyük jürinin görev süresi sona erince serbest bırakıldığını ama yeni bir büyük jürinin toplandığı 16 Mayıs’ta yeniden tutuklanıp hapse atıldığını unutmamak gerekiyor. Başka bir büyük jürinin toplanması ve Manning’i itaatsizlik suçlamalarıyla üçüncü kez hapse atması olasılığı varlığını koruyor.
Virginia’daki Doğu Bölge Mahkemesi, ABD Adalet Bakanlığı’nın 23 Mayıs’ta WikiLeaks editörünü Casusluk Yasası’nı on yedi ayrı suçla ihlal etmekle suçlamasından beri Julian Assange’a karşı uluslararası komplonun merkezi haline geldi.
Assange, 11 Nisan’da Ekvador’un Londra büyükelçiliğinden zorla çıkarıldıktan sonra Britanyalı yetkililer tarafından derhal tutuklanıp hapse atıldı ve hiçbir şeyle suçlanmadığı halde ABD’ye iade edilmek üzere zorla alıkonuldu. Yargıç Trenga, o zamana kadar, tek “suçu” Amerika’nın ve diğer emperyalist güçlerin suçları hakkında halka gerçekleri anlatmak olan bu gazetecinin iade davasının parçası olarak kanıt toplamak amacıyla ilk büyük jüriyi çoktan oluşturmuştu.
Manning, bir yıl önce ifade vermek üzere mahkemeye çağrıldığında basına şu açıklamayı yapmıştı: “Bu mahkeme çağrısına ve genel olarak büyük jüri sürecine şiddetle itiraz ediyorum. Bu gücün sayısız kez siyasi savunmayı hedef almak için kötüye kullanıldığına tanık olduk. Bu davaya hiçbir katkıda bulunmayacağım ve bu yırtıcı pratiğe katılarak kendimi tehlikeye atmaya zorlandığım için sinirliyim.”
Yargıç Trenga tarafından mahkemeye itaatsizlikten hapse atılmasına ve Alexandria, Virginia’daki William G. Truesdale Federal Tutukevi’nde hücreye kapatılmasına rağmen, Manning’in tutumu hiç değişmedi. Tam tersine, ilkeli duruşu gün geçtikçe güçlendi.
Örneğin, Manning, hapiste tutulmasına yaptığı itiraz bir federal temyiz mahkemesi tarafından oybirliğiyle reddedildikten sonra Mayıs ayında hapse geri gönderilmeden önce, Yargıç Trenga’ya bir mektup yazarak ifade vermeye karşı uzlaşmaz duruşunu açıklamıştı. Manning, mektupta şöyle yazıyordu: “Hiç çekinmeden söyleyebilirim ki, hiçbir şey, o konuda beni bu ya da başka bir büyük jüri önünde ifade vermeye ikna edemeyecek. Bu deneyim, şu ana kadar yalnızca, büyük jürilerin federal hükümetin zarf atarak siyasi muhalifleri ve aktivistleri taciz ve altüst etmek için kullandığı köhne araçlar olduğu inancımı doğrulamıştır.”
Manning, hem 2010’da ABD ordusunda bir askerken Afgan ve Irak “savaş günlükleri”ni ve diplomatik yazışmaları WikiLeaks’e aktararak ABD emperyalizminin suçlarını ifşa ettiği için hem de gizli büyük jüriye karşı duruşu nedeniyle dünya genelinde bir kahraman olarak görülüyor. Manning, 27 Mayıs 2010’da askeri polis tarafından tutuklanmış, Askeri Kanunları ve Casusluk Yasası’nı ihlal etmekten yirmi iki suçlamayla karşılaşmıştı.
Askeri mahkemeye çıkarılmayı beklediği Quantico’daki askeri cezaevinde işkence gören Manning, Temmuz 2013’te on suçtan hüküm giyerek 35 yıl hapse mahkum edildi. Fort Leavenworth askeri cezaevine gönderilen Manning, 17 Ocak 2017’de Başkan Barack Obama tarafından cezası hafifletilene kadar burada da üç buçuk yıl kaldı.
Manning, dünyadaki en güçlü hükümete ve ordu-istihbarat rejimine meydan okuyarak yaptıkları nedeniyle uluslararası ölçekte çok sayıda ödül aldı. Yargıç Trenga’nın ve ABD mahkemelerinin Chelsea Manning’e yönelik kindar zulmü, ABD hükümetinin, ordusunun ya da şirketlerinin işlenmeye devam edilen suçlarını ifşa etmeyi düşünenleri susturup sindirmeyi amaçlamaktadır.
Julian Assange’a özgürlük mücadelesinin ön saflarında yer alan ödüllü gazeteci ve film yönetmeni John Pilger, Manning’in serbest bırakılması üzerine Twitter’da şunları yazdı: “Chelsea Manning serbest bırakıldı ama yeniden canına kıymaya çalıştıktan sonra. Julian #Assange hakkında yalan söylemesi için onun gözünü korkutmaya çalışan haydut-yargıç başarısız oldu. Bu, #Assange davasındaki ilk önemli çatlak olabilir. Şimdi de bu kahramanın özgürlüğünü talep edelim.”
Bununla bağlantılı olarak, yine büyük jüri önünde Assange aleyhine ifade vermeyi reddeden biri olan Jeremy Hammond da Yargıç Trenga tarafından serbest bırakıldı ve Memphis, Tennessee’deki Federal Islahevi’ne iade ediliyor. 2012’de istihbarat şirketi Stratfor’dan aldığı gizli belgeleri WikiLeaks’e vermiş olan “hacktivist” Hammond, Bilgisayar Sahtekarlığı ve İstismar Yasası’nı ihlal etme suçundan hüküm giymesinin ardından aldığı on yıllık hapis cezasını çekiyor.