Sosyalist Devrimin Dünya Partisi Dördüncü Enternasyonal, 80 yıl önce, 20. yüzyılın en büyük Marksistlerinden ve Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi’nin V.İ. Lenin ile birlikte iki önderinden biri olan Lev Troçki ile yoldaşları tarafından, 3 Eylül 1938’de, Paris’in kenar mahallelerinden birinde düzenlenen kongrede kuruldu.
Dördüncü Enternasyonal’in kurulması, Troçki önderliğindeki Marksistlerin, kapitalizmin insanlığı yeni bir felakete (faşizme ve dünya savaşına) sürükleyen krizine ve Sovyetler Birliği’nde iktidarı gasp etmiş olan Stalinist bürokrasinin, Ekim Devrimi’ne yol göstermiş olan dünya sosyalist devrimi programına ihanetine yanıtıydı.
Stalinist bürokrasi, Dördüncü Enternasyonal’in kurulmasından önceki yıllarda, Rusya’da 1917 Ekim Devrimi’ni gerçekleştirmiş ve ilk işçi devletini kurmuş olan Marksist aydınlar ve devrimci işçiler kuşağını neredeyse bütünüyle ortadan kaldırmıştı. Ancak “Troçkizm ile mücadele” adı altında estirilen bu terör, yüz binlerce insanın barbarlık simgesi toplama kamplarına kapatıldığı, işkenceler gördüğü ve katledildiği SSCB ile sınırlı değildi.
Stalinist terör, Sovyet gizli polis örgütü GPU ve artık onun kontrolüne girmiş olan Üçüncü (Komünist) Enternasyonal aygıtı dolayımıyla, diğer ülkelerdeki komünist partilerin Stalinist ihanet politikalarına karşı çıkan üyelerini de hedef almıştı. SSCB’de ulusalcı bürokratik yozlaşmaya karşı mücadele etmek amacıyla 1923’te Troçki önderliğinde kurulmuş olan Sol Muhalefet’e sempati duyan binlerce komünist partilerinden atıldı; SSCB’de bulunanlar ise 1936-1938 yılları arasındaki düzmece yargılamalar sonucunda Rus yoldaşları ile aynı yazgıyı paylaştılar.
Stalinist bürokrasinin Troçki önderliğindeki Bolşevik-Leninistlere yönelik zulmünün ardında, toplumsal ayrıcalıklarını koruma kaygısı yatıyordu. Bu gerici kaygılar, Stalin önderliğindeki bürokratik hizbin, giderek artan bir şekilde, Marksist enternasyonalist ilkeleri inkâr etmesini dayatmış; uluslararası sosyalist hareketin çıkarları, GPU terörü eşliğinde, Sovyet bürokrasinin gereksinimlerine tabi kılınmıştı. Ancak bu ulusalcı bürokratik yozlaşma, Stalin’in ve suç ortaklarının öznel niyetlerinin ürünü değil; ekonomik olarak geri kalmış bir ülkede kurulan işçi devletinin, Avrupa devriminin geciktiği koşullarda maruz kaldığı yalıtılmışlığın sonucuydu.
1917 Ekim Devrimi’ne yol göstermiş olan sürekli devrim programına ihanetin uluslararası işçi sınıfına maliyeti son derece ağır oldu. Stalinist bürokrasinin Troçki önderliğindeki Bolşevik-Leninistlerin şahsında işçi sınıfına karşı sürdürdüğü saldırının mantığı, onu, kaçınılmaz biçimde, emperyalist ve yerel burjuvaziler ile işbirliğine yönlendirmişti. Bu yönelimin en doğrudan ürünleri, 1926 Britanya genel grevinin ve 1927 Çin devriminin yenilgisi ve Nazilerin 1933’te Almanya’da iktidara gelmesi oldu.
Nazilerin neredeyse hiçbir ciddi direnişle karşılaşmaksızın iktidara gelmesi, Troçki’nin ve Uluslararası Sol Muhalefet’in Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne (SBKP) ve Üçüncü Enternasyonal’e yönelik önceki politikasında köklü bir değişikliğe yol açtı. Zira Üçüncü Enternasyonal’in Almanya şubesi (Almanya Komünist Partisi, KPD), doğrudan Stalin’in talimatıyla, Nazilere karşı mücadele etmek şöyle dursun, “sosyal demokrasi faşizmin ikiz kardeşidir (sosyal faşisttir)” ve “Hitler’den sonra sıra bizde” sloganları eşliğinde, Nazilere karşı bir birleşik işçi cephesi oluşturulmasına karşı çıkmış, Alman işçi sınıfını siyasi olarak felç etmiş ve Hitler’in önünü açmıştı.
Troçki, KPD önderliğinin Nazileri iktidara getiren politikalarının SBKP ve Komünist Enternasyonal şubeleri tarafından onaylanmasının ardından, 1933’te, Dördüncü Enternasyonal’in inşası ve SSCB’de siyasi devrim çağrısı yaptı. Stalinist bürokrasi, emperyalizmin işçi sınıfı içindeki ajanıydı ve Bolşevik-Leninistler (Troçkistler) önderliğindeki devrimci bir işçi hareketi tarafından alaşağı edilmeliydi.
Stalinizmin Almanya’daki can alıcı ihanetini, 1936-39 İspanya Devrimi’nin yenilgiye uğratılması, 1939’da Naziler ile saldırmazlık anlaşması imzalanması, savaş sırasında ABD önderliğindeki “demokratik emperyalistler” ile ittifak ve II. Dünya Savaşı sonrasında bir Avrupa devriminin engellenmesi izleyecekti. Böylece Stalinizm, II. Dünya Savaşı sonrası emperyalist düzenin yeniden kurulmasında ve sürdürülmesinde başlıca güç oldu. O, işçi sınıfına ihanetini, Troçki’nin on yıllar öncesinden belirtmiş olduğu gibi, siyasi bir devrimle alaşağı edilemediği koşullarda, Sovyetler Birliği’ni dağıtıp kapitalizmi yeniden kurduğu 1991 yılında doruk noktasına ulaştırdı.
Dördüncü Enternasyonal’in kurulmasına da yol açan karşıdevrimci evrimini SSCB’yi yıkıp kapitalizmi yeniden kurarak tamamlayan Stalinist bürokrasi, böylece, kendi toplumsal varlık koşullarını da ortadan kaldırmış oldu. SSCB’nin devasa desteğinden mahrum kalan diğer ülkelerdeki Stalinist aygıtlara gelince; onlar, daha önce sosyal demokrat partilerin açmış olduğu yolda ilerleyerek, emperyalizmin ve kapitalizmin savunucusu siyasi ve sendikal örgütler haline geldiler.
Bir zamanlar uluslararası işçi hareketine büyük ölçüde hükmeden devasa Stalinist aygıtlar (devletler, partiler, sendikalar vb.) ortadan kalkmış ya da burjuva siyaset kurumunun etkisiz uzantıları haline gelmiş durumdalar. Buna karşılık, Stalinizmin, faşizmin ve “burjuva demokratik” hükümetlerin uluslararası ölçekte estirdiği olağanüstü terör koşullarında kurulmuş olan Dördüncü Enternasyonal, Uluslararası Komite’nin önderliğinde, Ekim Devrimi’nin dünya sosyalist devrimi programını savunup geliştiren ve onun uğruna mücadele eden tek uluslararası akım olarak varlığını sürdürüyor. Hem de işçi sınıfı ve gençlik içinde giderek artan bir etki kazanarak.
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) işçi sınıfı ve gençlik içindeki artan etkisinin altında, onun tarihsel maddeci diyalektik yöntemde ve Marksist siyasi ilkelerde ısrarı yatmaktadır. Dördüncü Enternasyonal, tarihi boyunca maruz kaldığı bütün badireleri (Stalinist, faşist ve burjuva terör; içine katil ajanların sızdırılması; başlıca önderlerinin öldürülmesi; onun siyasi tasfiyesini amaçlayan revizyonist eğilimler vb.), yalnızca bu temelde atlatabilmiştir.
Tarihsel maddeci diyalektik yöntemde ve Marksist siyasi ilkelerde ısrar, nesnel durumun kavranması ve uluslararası işçi sınıfı için devrimci programın ve perspektiflerin geliştirilmesi anlamına gelmektedir. Yalnızca DEUK’un yerine getirdiği bu görev, kapitalizmin 1930’lardan beri yaşadığı en derin krizin ortasında, her zamankinden büyük bir önem kazanmıştır.
Emperyalist güçler arası rekabet bir dünya savaşına doğru tırmanır ve bütün ülkelerin egemen sınıfları militarizme ve otoriter egemenlik biçimlerine yönelirken, kapitalizmin bu eğilimlere yol açan aynı nesnel dinamikleri, uluslararası işçi sınıfını devrimci mücadelelere itiyor. Dünya çapında sınıf mücadelesinin canlanmasının, en son Mısır’da tanık olduğumuz türde kitlesel devrimci işçi sınıfı mücadelelerini beraberinde getirmesi ne kadar kaçınılmazsa, bu mücadelelerin başarılı sosyalist devrimlere ulaşması için bütün ülkelerde Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni inşa etme gereği de bir o kadar ortadadır.
Bütün sözde “sol” akımların kapitalist sistemle ve burjuva partileriyle açık bir şekilde bütünleştiği koşullarda, ileriye giden bir çıkış yolu arayan işçilerin ve gençlerin harekete geçmesinin, DEUK’un inşasına ve sosyalizm mücadelesine katılmasının tam zamanıdır.
Troçki’nin 1938’de Dördüncü Enternasyonal’in kuruluşunu kutlarken belirttiği gibi:
“Biz, diğer partiler gibi bir parti değiliz. … Bizim amacımız bütün emekçilerin ve sömürülenlerin sosyalist devrim yoluyla tam maddi ve manevi kurtuluşudur. Bizden başka hiç kimse onu hazırlamayacak; bizden başka hiç kimse ona rehberlik etmeyecek.”1
Dördüncü Enternasyonal’in 80. yıldönümünde, işçi sınıfının yaklaşan büyük sınıf çatışmalarına bilinçli olarak müdahale edebilmesi ve kapitalizmin insanlığı sürüklediği felakete karşı başarıyla mücadele edebilmesi için; yeni Ekim Devrimlerini hazırlamak için DEUK’un inşasına katılın! Dünya Sosyalist Web Sitesi’ni (WSWS), Sosyalist Eşitlik’i ve Mehring Yayıncılık’tan çıkan kitapları ve broşürleri okuyun, okutun! Bizimle iletişime geçin!
Dipnotlar:
1 Tarihsel ve Uluslararası Temellerimiz – Sosyalist Eşitlik Partisi (ABD); Mehring Yayıncılık, 2017, s. 228.