David North’dan Susan Weissman’a açık mektup

David North’dan Susan Weissman’a açık mektup

Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal, Gelfand Davası ve Mark Zborowski’nin yeminli ifadesi

Sevgili Bayan Weissman,

Bu mektup, sizin geçtiğimiz yaz Critique: Journal of Socialist Theory [1] dergisinde yayımlanan “Mark ‘Etienne’ Zborowski: Aldatma Portresi” başlıklı makalenizin ikinci bölümünde yer alan ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni ve avukat Alan Gelfand’ı kötüleyen yanlış açıklamalarınızı bütünüyle, tartışmasız bir biçimde ve halka açık olarak geri çekmenize yönelik resmi bir taleptir.

Bizim karşı çıktığımız açıklamalar, “Notlar” başlığı altında yer alıyor. Onlar, basitçe, olgulara ilişkin üzücü ama kasıt olmadan yapılmış yanıltıcı açıklamalar değil; bir dizi kasıtlı çarpıtmalar ve açık yalanlardır.

Siz, Uluslararası Komite’nin, Dördüncü Enternasyonal’e yönelik Sovyet gizli polisi GPU-NKVD sızması konusunda 1975 yılında başlattığı soruşturmayı itibarsızlaştırmak için iftiraya başvurmuş durumdasınız. Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal olarak bilinen bu soruşturma, Dördüncü Enternasyonal içindeki en önemli kişilerin ve nihayetinde bizzat Troçki’nin öldürülmesinde Stalinist ajanlar tarafından oynanmış olan rolün, günümüze kadarki en ayrıntılı sergilenmesidir. Gerçekte, sizin Critique’te yayımlamış olduğunuz iki makale, gerçek kayıtlara dayandıkları ölçüde, olması gerektiği gibi atıfta bulunmasa da, büyük ölçüde Uluslararası Komite tarafından 40 yıl önce yapılmış olan araştırmadan yararlanmaktadır. Öncü rol oynayan Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’den yararlandığınızı açıkça kabul etmemeniz, entelektüel emek hırsızlığıdır.

Sizin Alan Gelfand’a ve onun Sosyalist İşçi Partisi’ne (SWP) karşı 1979 yılında açtığı davaya yönelik saldırınız, onun çabaları GPU ajanı Sylvia Caldwell’in (diğer adları Callen, Franklin ve Doxsee), Sovyet gizli polisinin canice faaliyetleri üzerine çalışan tarihçilerin büyük ölçüde alıntı yaptıkları[2] büyük jüri ifade tutanakları gibi belgelerin açığa çıkarılmasına yol açtığı için, özellikle kınanmayı hak etmektedir.

“Notlar”ınızın samimiyetsiz ve kötücül karakteri, sizin Uluslararası Komite’ye ve Gelfand’a yönelik saldırınızın altında siyasi dürtülerin yattığını çok açık ortaya koymaktadır. Notların ardından, “Yazar tarafından herhangi bir olası çıkar çatışması bildirilmedi.” denilen son bir “Bilgilendirici Açıklama” yer alıyor.[3] Bayan Weissman, siz, önemli bilgileri Critique’in okurlarından kasten saklamak amacıyla yanlış bir bilgilendirici açıklama yapmaktan suçlusunuz.

Sizin Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturmasına yönelik aşırı düşmanlığınız, ayrılmaz bir şekilde, siyasi bağlarınız ile ilişkilidir. Siz, 40 yıldır  Pablocu politikalar içinde aktifsiniz ve bütün bu dönem boyunca, Uluslararası Komite’nin Dördüncü Enternasyonal’e GPU ajanlarının sızmasına ve Troçki suikastinin gerçekleştiği koşullara ilişkin soruşturmasına karşı çıktınız. Siz, büyük ölçüde SWP’nin eski üyeleri tarafından oluşturulmuş Solidarity [Dayanışma] örgütünün üyesisiniz ve 1986’da, onun dergisi Against the Current’ın [Akıntıya Karşı] yayın kuruluna katıldınız. Sizin siyasi dostlarınızın çoğu, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’i bir “iftira kampanyası” olarak suçlayanlar arasında kayda geçmiş durumda. Siz, Bayan Weissman, Sosyalist İşçi Partisi’nin (SWP) Sylvia Caldwell’i “örnek yoldaş” olarak övmesine hiçbir zaman karşı çıkmadınız ve SWP’nin, Dördüncü Enternasyonal’e devlet ajanlarının sızdırılmasını açığa çıkartıp teşhir etme yönündeki çabaları “ajanlık suçlamasıyla eziyet etme” ve “paranoya” olarak tanımlamasına katılıyorsunuz.

1996’da, Sosyalist İşçi Partisi’nin kurucu üyelerinden -şimdi ölmüş olan- Albert Glotzer’e yazdığınız bir mektupta, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’i “zırva” olarak tanımlayan siz, Uluslararası Komite’nin araştırması hakkında özel olarak yalanlar yaydınız. Sizi, hiçbir şey, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’in revaçta olan tarihçiler tarafından okunduğuna ilişkin belirtilerden daha fazla rahatsız etmiyor. Siz, tanınmış bir Sovyet tarihçisinin bir eserine atıfta bulunarak, Glotzer’e şunları yazmıştınız: “Volkogonov’un kitabının Troçki’nin öldürülmesine ilişkin bir bölümünde, yalnızca Sudoplatov’a değil, daha kötüsü, ‘Gelfand Davası’ndaki Amerikalı Healycilere (ya da ‘Northcular’a) dayanması son derece rahatsız edici.”[4] Sudoplatov, bildiğiniz gibi, Troçki suikastinin planlanmasında önemli rol oynamış, kötü ünlü bir KGB katiliydi. Sizin “Northcular”ı bir GPU-NKVD katilinden “daha kötü” kabul etmeniz, yalnızca Uluslararası Komite’ye yönelik öznel nefretinizin derinliğini değil; aynı zamanda, sizin Zborowski projenizin altında yatan siyasi bakış açısını da açığa vurmaktadır.

Okurlarınıza, Alan Gelfand’ın, Sosyalist İşçi Partisi’nden Sylvia Caldwell ile örgütün başlıca önderlerinden Joseph Hansen’i desteklemekten vazgeçmesini ve Hansen’in GPU ve ABD Federal Soruşturma Bürosu ile 1930’lu ve 1940’lı yıllarda yaptığı gizli görüşmelere ilişkin Uluslararası Komite tarafından yayımlanmış olan belgelere yanıt vermesini istediği için SWP’den çıkartılmasını desteklediğinizi anlatmıyorsunuz. En önemlisi, Bayan Weissman, siz hala, SWP’nin, 1981-1983 yılları arasında Alan Gelfand’ın Sylvia Caldwell ile Mark Zborowski’yi Troçkist hareket içindeki canice faaliyetlerine ilişkin yeminli ifade vermeye zorlama yönündeki girişimlerini engelleme çabalarını onaylamaya ve örtbas etmeye çalışıyorsunuz.

Sizin yanlış bilgilendirici açıklamalar yapmanız, yalnızca DEUK’a ve Alan Gelfand’a yönelik saldırınızı itibarsızlaştırmamakta; aynı zamanda, Dördüncü Enternasyonal içindeki bir ajan olarak Mark Zborowski’nin faaliyetlerine yönelik araştırmanızın doğasına ve amacına ilişkin ciddi sorulara yol açmaktadır. “Notlar”ınızın aldatıcı karakteri göz önünde bulundurulduğunda, sizin Zborowski projenizin dürüstlüğü oldukça kuşkuludur. Zborowski üzerine makalenizin alt başlığındaki “Aldatma Portresi”, haklı olarak, sizin kendi çabalarınızın bir betimlemesi işlevi görebilir.

Notlarınızın ayrıntılı bir incelemesine dönersek, onun sonuç paragrafında şunları okuyoruz:

1979’da, Gerry Healy’nin Britanya’daki Sosyalist İşçi Birliği ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi ile aynı düşünceleri paylaşan ABD’deki İşçiler Birliği, Zborowski’nin San Francisco’da yaşadığını keşfetti ve evinin önüne gözcü dikti. Örgüt, ABD Sosyalist İşçi Partisi’nin önderlerinden ve Troçki’nin Meksika’nın başkenti Mexico’nun Coyoacán semtindeki Calle Viena’daki sekreterlerinden biri olan Joseph Hansen aleyhinde, tuhaf, sekterce bir karalama kampanyası başlattı. İşçiler Birliği, SWP’ye ve Joseph Hansen’e karşı dava açmış olan avukat Alan Gelfand’ın adıyla anılan kötü ünlü Gelfand davasında, SWP’nin önemli önderlerinin FBI ajanı, Joseph Hansen’in de FBI ve GPU ajanı olduğu suçlamasında bulundu. Dava hem anlamsız hem de temelsizdi ama Healy’nin örgütlerine başlık ve malzeme sağladı. Gelfand, bu faaliyet sonucunda, Nisan 1982’de Zborowski’nin yeminli ifade vermesini başardı. Doğum yılından ve yerinden ve bir kardeşi olup olmadığından başka hiçbir soruyu yanıtlamayan Zborowski, Gelfand’ı ve avukatını gölgede bıraktı. Dava düştü. Susma hakkını kullanan ve kendisine soru soranları rezil eden Zborowski, bir kez daha, hiçbir şeyi açığa vurmamakta usta olduğunu kanıtladı.[5]

Bu paragrafın her cümlesi, temel olaylara ve konulara ilişkin olgusal yanlışlar, yanıltıcı yorumlar, yarı doğrular ve açık yalanlar içermektedir.

  1. “1979’da, Gerry Healy’nin Britanya’daki Sosyalist İşçi Birliği ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi ile aynı düşünceleri paylaşan ABD’deki İşçiler Birliği, Zborowski’nin San Francisco’da yaşadığını keşfetti ve evinin önüne gözcü dikti.”

Zborowski, Ağustos 1975’te, David North’un kendisinin fotoğrafını çekmesini engellemeye çalışıyor.

Siz, aldırmazlığın ve kötü niyetin bir sonucu olarak, en temel olguları bile doğru bir şekilde açıklayamıyorsunuz. İşçiler Birliği, Zborowski’nin San Fransisco’daki adresini 1979’da değil, 1975’te bulmuştu. Bu dört yıllık fark, Alan Gerfand’ın, Ocak 1979’da partiden atılmasının ardından Sosyalist İşçi Partisi’ne karşı dava açma kararına yol açan gelişmelerin öyküsünü çarpıtmaktadır. Yine, İşçiler Birliği, Zborowski’nin evinin önüne gözcü dikmemişti. Ben, Uluslararası Komite adına davranarak, Ağustos 1975’te, oturdukları apartmanın dışında Zborowski’nin ve eşinin fotoğraflarını çektim. Bu fotoğraflar, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturmasının ilk ara raporu olan GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü’ye dahil edildi.

  1. “Örgüt, ABD Sosyalist İşçi Partisi’nin önderlerinden ve Troçki’nin Meksika’nın başkenti Mexico’nun Coyoacán semtindeki Calle Viena’daki sekreterlerinden biri olan Joseph Hansen aleyhinde, tuhaf, sekterce bir karalama kampanyası başlattı.”

Sizin Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’i “Joseph Hansen aleyhinde, tuhaf, sekterce bir karalama kampanyası” olarak betimlemeniz, Uluslararası Komite tarafından Joseph Hansen’e yöneltilen iddiaların kökenlerine ve doğasına ilişkin karalayıcı bir çarpıtmadır. GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü, Uluslararası Komite’nin basınında Ağustos-Eylül 1975’ta seri halde yayımlandı. Özenle araştırılmış bu tarihsel anlatı, Dördüncü Enternasyonal’in tarihinde ilk kez, Troçki’nin yaşamına yönelik komplonun ayrıntılı bir değerlendirmesini sunuyordu. Sosyalist İşçi Partisi, Troçki’nin öldürülmesinin hemen ardından yazılan tek bir rapor hariç, Dördüncü Enternasyonal’e sızmış ve Troçki’nin öldürülmesini örgütlemiş olan GPU-NKVD ağını açığa çıkartma ve onu teşhir etme yönünde hiçbir çaba göstermemişti. Uluslararası Komite, resmi ABD devlet belgelerine, Kongre oturumlarının tutanaklarına ve 1950’lerde yargılanmış olan Sovyet ajanlarının ifadelerine dayanarak, Troçki’nin öldürülmesine ve Dördüncü Enternasyonal’in imha edilmesine yönelik komploya dahil olmuş, Paris’teki, New York’taki ve Mexico’daki geniş bir GPU ajanları ağını yeniden kurguladı.

GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü, GPU’nun Uluslararası Troçkist harekete yönelik komplolarının kökenlerini ele alıyordu. O, Sobolevicius kardeşlerin (diğer isimleriyle Senin ve Well) ve Mark Zborowski’nin (“Etienne”) Avrupa’daki faaliyetlerini inceledi. Uluslararası Komite tarafından açığa çıkartılan bilgiler, aynı zamanda, Zborowski’nin kendini “Siyam İkizi” olarak tanımladığı ve onu açığa çıkma tehlikesi karşısında yaklaşık 20 yıl boyunca inatla korumuş, dolayısıyla suçlarını kolaylaştırmış olan Lola Dallin (Estrine) hakkında rahatsız edici sorular ortaya atıyordu. Uluslararası Komite, Ramon Mercader’in (diğer adıyla Frank Jacson) nasıl Dördüncü Enternasyonal’in ortamına başarılı bir şekilde sızdığını ve SWP üyesi Sylvia Ageloff ile gelecekteki suikastçının Troçki’ye doğrudan ulaşmasını sağlayan kişisel ilişkiyi başlattığını tekrar inceledi.

GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü, ABD’deki Troçkist harekete sızmış olan, Thomas Black’ı, Floyd Cleveland Miller’ı ve SWP’nin kurucusu James P. Cannon’ın 1938-1947 yılları arasındaki özel sekreteri Sylvia Caldwell’ı kapsayan GPU ajanlar ağını da ele alıyordu. GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü, Coyoacán’daki evin kapısını 24 Mayıs 1940’taki başarısız suikast girişiminde bulunan otomatik silahlı Stalinist ekibe açan ve şiddetle Stalinist bir ajan olduğu ileri sürülmüş olan Robert Sheldon Harte hakkındaki bilgileri açığa çıkardı.

Uluslararası Komite, aynı zamanda, Joseph Hansen’in Troçki’nin öldürülmesinden tam 10 gün sonra, Sosyalist İşçi Partisi’nden habersiz bir şekilde, Mexico City’deki Amerikan Konsolosluğu’nda FBI’ın bir temsilcisi ile bir dizi gizli toplantı yaptığını ortaya koyan ABD devlet belgelerini açığa çıkarttı. Hansen, ilk toplantıda, FBI ajanı Robert McGregor’a, “1938 yılında New York’ta iken bir GPU ajanının kendisine ulaştığını ve ondan Dördüncü Enternasyonal’den ayrılarak Üçüncü Enternasyonal’e katılmasını istediğini” bildirmiş. Troçki’nin onayıyla davrandığını iddia eden Hansen, FBI’a, üç ay boyunca, “kendisini yalnızca ‘John’ olarak tanıtan bir adamla ilişkide olduğunu ve onun gerçek kimliği hakkında başka bir şey bilmediğini” anlatmış.[6]

Daha önce bilinmeyen bu bilgilerle karşılaşan Uluslararası Komite, Hansen’in FBI ile ilişkilerine ve GPU ile bağlantısına ilişkin bir açıklama yapmasını talep etti.

Hannsen’in GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü’ye yanıtı fazlasıyla şaşırtıcıydı. O, “Amerikan Gestaposu”nun (SWP, 1940’ta, FBI’ı resmen böyle tanımlıyordu) temsilcileri ile yaptığı bu ve diğer toplantılara SWP önderliği tarafından izin verildiğine ilişkin hiçbir kanıt sunmadan, kendisinin FBI ile toplantısını anımsatan belgeleri, basitçe, “çamur atma” olarak reddetti.[7] Hansen, GPU ajanı “John” ile olan buluşmaları konusunda da herhangi bir inandırıcı açıklama yapmadı.

Hansen, aynı zamanda, Cannon’ın özel sekreterinin düzenbaz bir savunusunu yaptı. O, SWP’nin yayını Intercontinental Press’in 24 Kasım 1975 tarihli sayısında yayımlanan uzun bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, “Sylvia Caldwell [onun partideki adı], sekreter olarak Cannon’a yardımcı olmayı da kapsayan Sosyalist İşçi Partisi’nin ulusal bürosunun idaresi görevinde çok yoğun çalıştı. Gerçekte, bu bıktırıcı günlük işleri paylaşmış olan bütün yoldaşlar, onu örnek olarak görüyorlardı. Budenz tarafından atılan iğrenç iftiralara, onlar da en az onun [Sylvia Caldwell] kadar öfkelendiler.”[8]

Louis Budenz, Bayan Weissman, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, bir zamanlar Daily Worker’ın Stalinist yazı işleri müdürüydü. O, ABD’deki GPU ajanlarından biriydi ve Troçki’yi öldürmeye yönelik komploda önemli bir rol oynamıştı. Budenz, Komünist Parti’den ayrıldıktan sonra FBI’a geçmiş ve GPU’nun Troçkist Sosyalist İşçi Partisi’ne göndermiş olduğu GPU ajanlarını saptamaya başlamıştı. O ajanlardan biri, 1947’de, Budenz’in onu açığa çıkarmasından kısa süre sonra SWP’den kaybolan Sylvia Caldwell idi. Sylvia Callen (Caldwell’in evlenmeden önceki soyadı), 1960 yılında, Robert Soblen’in casusluktan yargılanmasında, hakkında soruşturma açılmamış bir suç ortağı olarak geçti. Robert Soblen, sizi bilgilendirmem gerekiyor, 1930’ların başlarında Troçkist harekete ilk sızdırılmış olan, daha önce sözünü ettiğim Sobolevicius kardeşlerden biriydi. Onun 1950’lerde casusluktan suçlu bulunan kardeşi Jack Soble de yargılanması sırasında, Cannon’ın sekreterini bir GPU ajanı olarak tanımlamıştı.

Hansen, DEUK tarafından Robert Sheldon Harte ile ilgili olarak ortaya atılan soruları da “özellikle aşağılık” diye suçlamıştı. O, “Harte’ye karşı eski GPU iftiralarının kokusunun İşçilerin Devrimci Partisi’nin merkezinde hala kaldığını görüyoruz.” diyordu.[9]

Uluslararası Komite, GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü’nün yayınlanmasının ardından, Hansen’in FBI ile ilişkileri ile ilgili daha fazla devlet belgesini açığa çıkarttı.[10] Onlar, Hansen’in FBI ile ilişkisinin yoğun ve açık uçlu olduğunu gözler önüne seriyordu. Bu, Hansen’den FBI’a tek yanlı bir bilgi değiştokuşunu içeriyordu. O, çeşitli ABD yurttaşlarını GPU ajanları olarak tanımlayan bilgiler vermişti. Hansen, FBI’a, SWP üyesi Sylvia Ageloff’u Troçki’nin öldürülmesine dahil eden Whittaker Chambers (GPU’dan ayrılan bir başka ajan) tarafından yazılmış gizli bir not teslim etti. Bu notta, “Ageloff kızlarının saflığına inanılamaz. Yalnızca bir gerizekalı bir GPU ajanı ile birlikte yaşayıp da bunun farkına varmaz.” yazılıydı. Chambers’in değerlendirmesinin haklı olup olmadığı meşru bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Fakat Hansen’in partili bir yoldaşını suçlayan bir belgeyi FBI’a ilettiği sırada, Sosyalist İşçi Partisi’nin resmi iddiası, Sylvia Ageloff’un, katilin canice hilesinin masum bir kurbanı olduğuydu.

FBI yöneticisi J. Edgar Hoover, Hansen’in FBI ile yaptığı görüşmeleri yakından izlemiş ve FBI’ın Troçki cinayetine ilişkin soruşturması ile ilgili hiçbir bilginin ona verilmemesini emretmişti.

Nihayet, Joseph Hansen, Meksika’dan New York’a dönüşünden önce, kendisine, “çekinmeden bilgi verilebilecek” güvenilir bir FBI bağlantısı sağlanmasını istedi.[11]

Bir ABD devlet yetkilisinin, Hansen’in güvenilir bir FBI bağlantısı talebini bildiren mektubu.

  1. “İşçiler Birliği, SWP’ye ve Joseph Hansen’e karşı dava açmış olan avukat Alan Gelfand’ın adıyla anılan kötü ünlü Gelfand davasında, SWP’nin önemli önderlerinin FBI ajanı, Joseph Hansen’in de FBI ve GPU ajanı olduğu suçlamasında bulundu. Dava hem anlamsız hem de temelsizdi ama Healy’nin örgütlerine başlık ve malzeme sağladı.”

Gelfand tarafından Temmuz 1979’da açılan davada, “kötü ünlü” olmak bir yana, “anlamsız ve temelsiz” hiçbir şey yoktu. O, çok sayıda kanıta dayalıydı. Eğer dava “anlamsız ve temelsiz” olsaydı, SWP tarafından yapılmış üç duruşmasız karar talebini atlatamazdı. 12 Temmuz 1982’de, Gelfand’ın bir davanın görülmesi için gerekli hukuksal kriterleri karşıladığını onaylayan Yargıç Marianna Pfaelzer, duruşmasız karar talebini reddetti. Böylece olay yargıya taşındı. Bu karar, hukuksal olarak, mahkemenin Gelfand’ın dava açmasını “anlamsız” ya da “temelsiz” bulmadığı anlamına geliyordu. O, SWP’nin, sizin bugüne kadar savunduğunuz, “Healy ve şürekası, saldırının ağırlıklı hedefleri olan Hansen’e ve Novack’a yönelik karalayıcı suçlamaların doğruluğunu ispat edecek en küçük kanıt, belge ya da tanıklık öne sürmemiştir.”[12] biçimindeki resmi iddiasını nesnel olarak yıktı.

Gelfand, 1979’da SWP’den çıkartılmasından ve bu davayı açmasından bir yıldan uzun bir süre önce, ulusal sekreter Jack Barnes’tan ve diğer parti önderlerinden, Uluslararası Komite tarafından yayımlanmış suçlayıcı belgelere ilişkin olgulara dayalı ve tutarlı bir açıklama elde etmek için girişimde bulunmuştu. Hiçbir açıklama yapılmadı. Bunun yerine, ona SWP’nin “Healy’nin Büyük Yalanı” başlıklı Eğitim Bülteni’nden bahsedildi. Gelfand’a, yanlış bir biçimde, Uluslararası Komite tarafından ortaya atılmış bütün konuların bu Bülten’de yanıtlanmış olduğu anlatıldı. Bu Bülten, onu dikkatle okumaya zaman ayıran herkesin bildiği gibi, hiçbir şeyi yanıtlamıyordu. Siz, Bayan Weissman, belli ki, SWP’nin, Sylvia Caldwell’in bir ajan olduğunu ve Hansen’in bir FBI muhbiri işlevi gördüğünü ortaya koyan kanıtlara inandırıcı bir yanıt vermeyi reddetmesinden memnundunuz. Ama Gelfand değildi.

Gelfand, SWP Ulusal Komitesi’ne yazdığı 26 Mart 1978 tarihli bir mektupta, Uluslararası Komite tarafından açığa çıkartılmış olan belgeleri ve ilgili kanıtları dikkatle değerlendirmişti. O, Ulusal Komite’ye üç soru yöneltti:

  1. James P. Cannon’ın özel sekreteri Sylvia Franklin bir GPU ajanı mıydı?
  2. Joseph Hansen, 1938’de FBI ile kişisel ilişki kurmak için SWP tarafından yetkilendirilmiş miydi?

III. Joseph Hansen, 1940’ta, FBI ile buluşmak için yetkilendirilmiş miydi?[13]

Oldukça deneyimli bir kamu hukuku avukatı olan Gelfand, her soruya, Uluslararası Komite tarafından oluşturulmuş belgesel kanıtların ayrıntılı bir değerlendirmesini eklemişti. Gelfand, mektubunun sonuç bölümünde şunları yazıyordu:

Mektubumu objektif olarak okuyan herhangi birinin, Sylvia Franklin’in bir GPU ajanı; Joseph Hansen’in GPU ve FBI ile ilişkisinin ise en azından oldukça kuşkulu olduğu ve derhal kapsamlı bir incelemeye gerek duyduğu sonucuna ulaşacağına eminim.[14]

Gelfand, mektubunun sonunda iki talepte bulundu:

Sylvia Franklin’in bir GPU ajanı olarak reddedilmesi.

Joseph Hansen’den, GPU ve FBI ile ilişkisinin tam ve eksiksiz bir hesabını vermesinin; elinde ve denetiminde olan bütün belgeleri, notları, el yazılarını, mektupları ve diğer yazışmaları Parti’ye teslim etmesinin istenmesi.

7 Nisan 1978’de, SWP Siyasi Komitesi adına yazan Larry Seigle, Gelfand’ı şu uyarıyla yanıtladı:

Bizim Joe Hansen aleyhindeki şikayetlerin konusunda ne düşündüğümüzü soruyorsunuz. Bu sorunun yanıtı basit. Parti, saflarındaki insanlara ajanlık suçlamasıyla eziyet edilmesine izin veremez ve vermeyecektir. Healyci iftiraları daha fazla tekrarlamanıza hoşgörü gösterilmeyecektir.[16]

Seigle’nin mektubu, SWP önderliğinin, Uluslararası Komite tarafından yayımlanmış kanıtları yanıtlayamadığını ve inkar edemediğini; onun yanıtlar bulmaya çalışanlara tek karşılığının da onları SWP’den ihraçla tehdit etmek olduğunu ortaya koydu.

Gelfand, 18 Aralık 1978’de, federal mahkemeye, ABD başsavcılığının “hem geçmişte hem de bugün SWP içinde bulunan bütün muhbirlerin isimlerinin açıklanması”nı talep eden bir amicus curiae [lat. “mahkeme dostu”- mahkemeye bilgi vermek ya da öneride bulunmak amacıyla yardımcı olan kişi ya da kurum -çev.] dilekçesi verdi.[17] SWP’nin Siyasi Komitesi, aradan bir ay geçmeden, 11 Ocak 1979’da, bu siyasi olarak ilkeli talebe, Alan Gelfand’ı SWP’den ihraç ederek yanıt verdi. SWP önderliği tarafından Temmuz 1979’da yapılan bir basın açıklamasında, Seigle, Gelfand’ın “ihracının fazlasıyla gecikmiş” olduğunu yazdı.[18]

Siz, Gelfand’ın Sosyalist İşçi Partisi’ne yönelik sızmalara ilişkin soruları bütünüyle haklı çıkmış olmasına rağmen, onu karalamakta ısrar ediyorsunuz.

İzin verirseniz, size kimi kesin olguları anımsatayım:

İlk olarak, Venona belgeleri ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra elde edilmiş belgeler, Hansen ile iş arkadaşı George Novack’ın, “Healy’nin Büyük Yalanı”nın masum bir kurbanı olarak övmüş olduğu Robert Sheldon Harte’nin GPU tarafından işe alındığını ve Troçki’ye yönelik 24 Mayıs 1940’taki girişime katılanlardan biri olduğunu doğrulamaktadır:

Vasili Mitrokhin tarafından Batı’ya getirilen KGB arşivindeki malzemeler, Harte’nin saldırganlarla işbirliği yapmış olduğunu doğruluyor. 1997 yılında Rusya’da yayınlanan bir KGB tarihi, New York merkezi tarafından işe alınmış ve kendisine “Cupid” takma adı verilmiş olduğunu ileri sürdüğü Harte’nin giriş kapısını gönüllü olarak açtığını ve saldırganlarla birlikte gittiğini belirtiyor.[19]

Dolayısıyla, Harte hakkında, ilk olarak Uluslararası Komite tarafından GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü’de ortaya atılan sorular (ki GPU Troçki’yi Nasıl Öldürdü, bu yüzden Hansen’in ve Novack’ın acımasız iftiralarına maruz kaldı) bütünüyle meşruydu. Belirtmek gerekiyor ki sizin Critique’te yayımlanan makalenizde, Sheldon Harte’den hiç söz edilmiyor.

İkincisi, Sylvia Caldwell’in bir GPU ajanı olduğu tespit edilmiştir. Gelfand’ın davası, onun 1958 yılında büyük jüriye verdiği ve SWP içinde Stalinist bir casus olduğunu itiraf ettiği yeminli ifadesinin açığa çıkmasına yol açmıştı. Sonunda, onun bir ajan olduğunu siz bile kabul ettiniz. Critique’teki makalenizde şunları yazıyorsunuz:

Buna karşılık, Cannon’ın sekreteri olarak çalışan -ki bu ona SWP’nin faaliyetlerine ilişkin iç belgelere ve bilgilere erişme fırsatı sağlayan bir konumdu- Sylvia Callen ile birlikte, Floyd Cleveland Miller olarak da bilinen Mike Cort, KGB’nin SWP içindeki başlıca ajanı haline geldi. Sylvia’nın Troçkist hareket içindeki adı Caldwell idi ama o, aynı zamanda, evlendiği erkeklerin, Zalmond Franklin’in (o da bir ajandı) ve James Doxsee’nin soyadlarıyla da tanınıyordu. Onun Venona projesindeki takma adı Satyr idi. O, bağlı olduğu NKDV yöneticisi Jack Soble’ye, düzenli olarak, SWP içindeki hizip mücadeleleri hakkında daktiloda yazılmış rapor veriyor ama kendisini tedirgin ettiği için, sürekli olarak bu işten muaf tutulmasını istiyordu. Joseph Katz, Soble’nin yönetimi altında, hem Cort’tan hem de Caldwell’den sorumluydu.[20]

Venona belgeleri (SSCB’nin dağılmasının ardından ABD yönetimi tarafından açıklanan, deşifre edilmiş Sovyet casusluk raporlarının dökümleri), Doxwee hakkında, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturması ve Alan Gelfand’ın davası tarafından yıllar önce zaten ortaya çıkartılmış olan bilgilere çok az şey ekledi. Ben, Mayıs 1977’de, Caldwell’in Wheaton’da oturduğunu saptamış ve onun yeni adının Sylvia Doxsee olduğunu tespit etmiştim. Yargıç Marianna Pfaelzer, Mart 1983’te, Gelfand davasının sonunda, Sosyalist İşçi Partisi’nin sert itirazları üzerine, Doxsee’nin büyük jüri ifadesinin dökümlerini serbest bırakmıştı. Pfaelzer’in bu davranışı SWP avukatını gafil avlamıştı (SWP Ulusal Sekreteri Jack Barnes’tan söz etmiyorum bile). Barnes, dökümlerin serbest bırakılmasına bir saatten kısa bir süre kala, Sylvia Franklin’e hayranlığını yeniden tekrarladı. Gelfand’ın avukatı ile Barnes arasındaki şu konuşma, 9 Mart 1983’teki açık duruşmada gerçekleşti:

Soru: Şimdi, [Gelfand’ın mektubunu] aldığınızda, size göre, Sylvia Franklin’in bir GPU ajanı olduğuna işaret eden herhangi bir bulgu yok muydu?

Barnes: Bütün bulgular tam tersi yöndeydi. Onun bütün davranışları, yalnızca hareketin içinde olduğu zaman değil ama onun ayrılmasından bu yana olup biten her şey, onun hareketimizin sadık, çalışkan ve örnek bir üyesi olduğuna işaret etmektedir.

Soru: Bugün de bu fikirde misiniz?

Barnes: Tamamen. Kanımca o, maruz kaldığı tacizin ve geçtiğimiz birkaç yıl içinde yaşadıklarının ardından, benim kahramanlarımdan biridir. Ona ilişkin, onun karakterine ilişkin duygularım öncekinden bile daha güçlü.[21]

Üçüncüsü, Gelfand tarafından ortaya çıkarma sürecinde elde edilen belgelerden biri, Sylvia Caldwell’i açığa çıkartan Louis Budenz’in, aynı zamanda Joseph Hansen’i de bir GPU ajanı olarak teşhis etmiş olduğunu ortaya koydu. Arkadaşı Vaughn T. O’Brien, Joseph Hansen’e yazdığı 8 Haziran 1976 tarihli özel bir mektupta, şu önemli olayı anımsıyordu:

Yıllar önce, 40’ların sonlarında ya da 50’lerin başlarında, tarih konusunda kararsızım ama yeri tam olarak hatırlıyorum, New York City’de, İkinci Cadde, Onyedinci Sokak’ta, Pearl Kluger ile karşılaştım. Pearl, Lev Troçki’yi Savunmak İçin Amerikan Komitesi’nin bürosunda sekreterdi ve inanıyorum ki aslında eski Amerikan İşçi Partisi’nde A.J. Muste ve Louis Bundenz [metinde aynen böyle] ile ilişkiliydi. Pearl’ü uzunca bir süre görmemiştim ama bana hemen, “Budenz, senin arkadaşın Joe Hansen’in GPU ile çalıştığını söyledi.” dedi. [22]

O’Brien’in mektubu, en sonunda, Hansen’in ve SWP’nin Sylvia Caldwell’i, onun GPU-KGB casusu olduğuna ilişkin çok güçlü kanıtlara rağmen (büyük jüri tutanaklarının ve Venona Belgeleri’nin 1958’de açıklanmasından önce bile) neden ısrarla “örnek” bir yoldaş olarak savunduğunu ve neden Budenz’i tekrar tekrar yalancı tanık olarak suçladığını ortaya koyuyordu. Budenz, yalnızca Caldwell’i değil, Hansen’i de işaret ediyordu. SWP’ye göre, Budenz’in Caldwell’e yönelik iddialarını doğru olarak kabul etmek, amansızca, Hansen’in rolüne ilişkin çok ciddi soruları gündeme getirecekti. Dahası, Budenz’in Hansen’i hiçbir zaman açıkça ajan olarak tanımlamamış olması, kaçınılmaz bir şekilde, FBI’ın, 1940’lardan beri üst düzey bir muhbir işlevi gördüğü için Hansen’in açığa çıkartılmasına karşı çıktığı kuşkusuna yol açacaktı.

SWP önderleri, Gelfand davasının sona ermesinden beş hafta sonra, Militant’ın 15 Nisan 1983 tarihli sayısında, okurlarına, Budenz’in “birkaç SWP üyesini Sovyet ajanı olarak” adlandırdığı, “Bunlar arasında 1979’da ölene kadar SWP’nin önemli önderlerinden olan Joseph Hansen de vardı.” bilgisini verdi ki bu, onların yıllardır bildikleri bir şeydi. “Birkaç” sözcüğü, SWP içindeki GPU ajanları listesinin Hansen ile Caldwell’inkilerden daha fazla adı içerdiğini belirtmektedir. Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturmasını ve Alan Gelfand’ın çabalarını bütünüyle doğrulayan şaşırtıcı genel kabule rağmen, SWP önderleri, Caldwell’i savunmada ısrar etmeye karar verdiler. Militant’ta yayımlanan mahkum edici kabulden tam bir gün sonra, Larry Seigle, SWP Siyasi Komitesi’ne şu öneride bulundu:

Nihayet, partinin Sylvia Caldwell’e yönelik suçlamalar konusundaki düşüncesini açıklayan bir makale yazmamız gerekiyor. Bu makale, partiye ve uluslararası harekete, partinin, kendisini şimdi Sylvia Caldwell’e ve SWP’ye karşı sürdürülen Cointelpro [karşı istihbarat programı -çev.] tarzı “itibarsızlaştırmaya yönelik muhbirlik suçlaması” faaliyetlerine karşı koruma sorumluluğu konusundaki siyasi duruşumuzu sergilemeli. Devrimci işçilerin partisinin önderliğinin her bir üyeyi bu tür iftira kampanyalarına karşı samimiyetle savunma sorumluluğunu, hiç öğrenmemiş ya da unutmuş olanlara özellikle tekrar açıklamak gerekiyor.[23]

Siyasi Komite kayıtları, “Sylvia Caldwell makalesi için Seigle tarafından özetlenmiş yaklaşımı onaylama” önergesinin oy birliği ile kabul edildiğini belgeliyor. Bu “yaklaşım”, Mayıs 1983’te Jack Barnes tarafından SWP ulusal komitesine sunulan ve 5 Ağustos 1983’te Militant’ta yayımlanan bir raporla gerçekleştirildi. Barnes, Caldwell’i bir kez daha “yoldaş” olarak kucaklıyordu. O, ulusal komiteye şunları anlattı:

Bildiğimiz gibi, FBI bölücüsü ve muhbiri Louis Budenz, Sylvia’ya çamur attı. O [Sylvia] cadı avı yıllarında FBI tarafından izlendi. 1950’lerde, Rosenbergleri suçlayana benzer şekilde Sovyet “casusluğu”nu soruşturan bir federal büyük jürinin karşısına çıkartıldı. O, şimdi, burada ve uluslararası ölçekte hareketimize yönelik parçalama operasyonunu ilerletmenin aracı olarak çaba harcayan İşçiler Birliği-WRP ile karşı karşıya.

Barnes, büyük jüri belgelerinin düzmece olduğunu iddia edecek kadar ileri gitti. “Bu mükemmel bir komplo olmalı. Bu kadının, yeminli olarak, bizzat yapmakla suçlandığı şeyleri yaptığını söylediği resmi bir belge.” Barnes’ın saçma ve çaresiz iddiaları, ulusal komite tarafından, hiçbir itiraz olmaksızın kabul edildi.

  1. “Gelfand, bu faaliyet sonucunda, Nisan 1982’de Zborowski’nin yeminli ifade vermesini başardı. Doğum yılından ve yerinden ve bir kardeşi olup olmadığından başka hiçbir soruyu yanıtlamayan Zborowski, Gelfand’ı ve avukatını gölgede bıraktı. Dava düştü. Susma hakkını kullanan ve kendisine soru soranları rezil eden Zborowski, bir kez daha, hiçbir şeyi açığa vurmamakta usta olduğunu kanıtladı.”

Aktardığımız bu bölüm, yasal kayıtların bir çarpıtılması ve değiştirilmesidir. Zborowski hiç kimseyi gölgede bırakmadı. Gelfand’ın Zborowski’yi ifade vermeye zorlama çabalarına ilişkin hukuki kayıtlar bunu açıkça gösteriyor. 1 Şubat 1982’de, yargıç Pfaelzer, Gelfand’a, davasıyla ilgili bilgileri almak için tanıklar bulabileceği 90 günlük delilleri sunma süresi verdi. Gelfand’ın avukatları, Zborowski’ye bir mahkeme çağrısı çıkarmaya başladılar. SWP, hemen, mahkemeye, Zborowski’nin yeminli ifade vermesini engelleyen koruyucu bir hüküm vermesi için talepte bulundu. Jack Barnes, Mart 1982’deki yazılı ifadesinde, SWP’nin Zborowski’yi savunusuna ilişkin olağandışı bir gerekçe sundu:

Soru: Sizin işiniz GPU ajanlarını savunmak mı?

Barnes: Benim işim, hareket üzerinde kafa yorarak ve saldırıya maruz kaldığında partimizin haklarını savunarak, Amerikan yurttaşlarının haklarını korumaktır.

Soru: Hukuk sınırları çerçevesinde hareketinizin içindeki GPU ajanlarının faaliyetlerine yönelik soruşturmalar yapıldığında, partinizin hakları saldırıya mı uğruyor?

Barnes: Bireyler, tek amacı onları taciz etmek olan örgütler tarafından taciz edildiklerinde, onların hakları zarar görür. Daha önce Bay Zborowski’den söz etmiştiniz. O, yeminli olarak, ajanlarla bağlantıların bizim hareketimize yabancı olduğunu belirten kişidir. Üstelik Bay Zborowski bu ülkedeki diğer yurttaşlarla aynı haklara sahiptir.[24]

Mesele, Zborowski’nin haklara sahip olup olmadığı değil; bir Stalinist ajan olarak rolü ile ilgili yasal yeminli ifade vermeye zorlanıp zorlanmayacağıydı. Gelfand’ın avukatları, SWP’nin yeminli ifadeyi engellemeye yönelik çabalarına yanıt olarak, [mahkemeye] Zborowski’nin ifadesinin önemini açıklayan, 12 Mart 1982 tarihli bir yazı sundular:

Bay Zborowski’nin ifadesi, GPU’nun Amerikan Troçkist hareketi içindeki faaliyetlerinin karakterine değerli bir ışık tutacaktır. Ona, bu hareket içindeki işbirlikçilerinin isimleri ve SWP içindeki kendi faaliyetleri ile ilgili sorular sorulacak. Bay Zborowski’nin Dördüncü Enternasyonal içindeki kariyeri göz önünde bulundurulduğunda, onun GPU ajanlarının faaliyetlerini ve çalışma tarzlarını önemli ölçüde aydınlatabileceği açıktır ki bu, SWP’li zanlıların şimdiki etkinliklerinin değerlendirilmesinde büyük öneme sahiptir. Bay Zborowski’nin yeminli ifadesinin önemi ortada ve onun Troçkist hareket içindeki casusluğunun tarihsel kaydı göz önünde bulundurulduğunda, SWP avukatlarının onun yararına bir koruyucu hüküm çıkarmaya çalışması gerçekten garip.[25]

Yargıç Pfaelzer, SWP’nin, Zborowski’nin yeminli ifadesinin alınmasını engellemeye yönelik, 15 Nisan 1982 Perşembe günü devam eden çabasını reddetti. Bu katil, en sonunda, Troçkist hareketi temsil eden bir avukat tarafından sorgulanacaktı. Zborowski, 1) Lev Troçki’nin başlıca sekreteri Erwin Wolf’un Temmuz 1937’de kaçırılıp öldürülmesinde; 2) GPU’dan kaçıp Dördüncü Enternasyonal’e desteğini ilan eden Ignatz Reiss’ın Eylül 1937’de öldürülmesinde; 3) Troçki’nin oğlu Lev Sedov’un Şubat 1938’de öldürülmesinde; 4) Dördüncü Enternasyonal’in sekreteri Rudolf Klement’in kaçırılıp öldürülmesinde merkezi bir rol oynamıştı.

Zborowski’nin yeminli ifade vermesi, her sosyalist tarafından kutlanması gereken bir olaydı. Ama bu, yeminli ifadeyi iptal etmeye çalışmış olan SWP için bir tehditti. Mark Zborowski’yi avukat James Larson temsil etti. Larson, Zborowski’nin sorgulanmasını durdurma mücadelesinde, SWP’nin avukatlarıyla sıkı işbirliği içinde çalıştı. ABD hükümeti, bu yeminli ifade ile yakından ilgileniyordu. Sorgulamaya, CIA Müdürü William Casey ile FBI Müdürü William Webster’i temsilen savcı Linda Cromwell ve başsavcı William French Smith katıldı. Alan Gelfand’ı temsil eden avukat John Burton, Zborowski’yi sorguladı.

Zborowski’ye, kimliği ile ilgili soruların ardından, Rusya’dan ne zaman ayrıldığı soruldu. O, şu yanıtı verdi: “Yanıt, kendi aleyhine tanıklıklık etmeme (susma) hakkıma zarar verecek şekilde beni töhmet altında bırakabileceği için, avukatımın tavsiyesiyle, bu soruya yanıt vermeyi reddediyorum.” Zborowski, Burton’dan gelen bütün diğer sorulara karşılık olarak bu hakkı ileri sürdü. Bu sorular arasında şu da vardı:

Soru: Aralık 1941’de Birleşik Devletler’e girişinizle ilgili sorular sorarsam yanıtınız aynı mı olacak?

Zborowski: Evet.

Sizin de bildiğiniz gibi, Bayan Weissman, Zborowski faşizm yanlısı Vichy Fransası’ndan kaçıp Birleşik Devletler’e girmeyi, Lola Dallin ile George Novack’ın olağanüstü çabaları sayesinde başarmıştı. Zborowski’nin bu soruya vereceği bir yanıt, onun Dallin ile ilişkisinin karakterinin açıklığa kavuşmasına katkıda bulunacaktı. Dallin onun GPU faaliyetlerinde bir işbirlikçi olarak mı çalışıyordu? George Novack, SWP içindeki Stalinist sempatizanlar ve ajanlar ağının bir parçası mıydı?

Burton, Zborowski’yi sorgulamaya, ona, [ABD anayasasının] Beşinci Ek Maddesi bağlamında kendi aleyhine tanıklık etmeme [susma] hakkını kullanmaya devam edip etmeyeceğini sorarak devam etti.

Soru: Eğer size Sovyet gizli polisi adına Troçkist hareket ve ABD’ye girdiğiniz zamandan 1954’e ve 1955’e kadar Birleşik Devletler’deki Sosyalist İşçi Partisi içinde sürdürmüş olabileceğiniz herhangi bir faaliyetle ilgili soru sorsam yanıtınız aynı mı olacak?

Zborowski: Evet.

Soru: Eğer size, 1930’lardan günümüze kadar Troçkist hareket içindeki uluslararası Sovyet gizli polis aygıtına ilişkin sahip olabileceğiniz kişisel bilgilerle ya da söylentilerle ilgili sorular sorsam yanıtınız aynı mı olacak?

Zborowski: Evet.[26]

Zborowski’nin, tavsiye üzerine, [ABD anayasasının] Beşinci Ek Maddesi bağlamında kendi aleyhine tanıklık etmeme [susma] hakkını kullanmasını neden “Gelfand’ı ve avukatını gölgede” bırakma olarak betimliyorsunuz? Bu alçakça suskunluk “soru soranları” nasıl “rezil etti”? Gerçekte, Zborowski’nin gelecekte kendisi aleyhine adli takibat açılmasına yol açabileceği gerekçesiyle soruları yanıtlamayı reddetmesi, Gelfand’ın Sosyalist İşçi Partisi’ne üst düzeyde devlet sızması olduğuna ilişkin iddiasını desteklemiştir.

Mark Zborowski ve eşi, 1975’te San Francisco’da.

Mark Zborowski ve eşi, 1975’te San Francisco’da.

Gelfand’ın avukatları, Zborowski’yi soruları yanıtlamaya zorlamak için yeniden mahkemeye gittiler. Onların Zborowski’nin [ABD anayasasının] Beşinci Ek Maddesi’ne başvurmasına yönelik itirazları ile ilgili duruşma, 4 Ocak 1983’te ABD Bölge Mahkemesi Sulh Yargıcı Magistrate J. Steele Langford karşısında gerçekleşti. Yargıç, John Burton’un savını, devlet ajanlarının açığa çıkmasına yol açabilecek bilgi sağlamayı federal suç haline getiren kısa süre önce çıkmış yasaya dikkat çekerek yanıtladı.

Mahkeme: Aslında, eğer Bay Zborowski’nin kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkına yönelik kaygısına saygı gösterecekseniz, mahkeme neden göstermesin ki?

Burton: Sayın Yargıç, biz-

Mahkeme: Olaylar göz önünde tutulduğunda, anladığıma göre, tanıklık, kısmen yeminli ifade, bu tanığın, Sosyalist İşçi Partisi içinde bulunmuş ya da bulunmakta olan ve gerçekte Birleşik Devletler’in gizli ajanları, belki istihbarat ajanları olan çeşitli kişileri saptamasını arzuluyor.

Burton: Sayın Yargıç, dava açmamızın nedeni bunu kanıtlamak ve biz 1 Mart’taki duruşmaya tam da bu amaçla gidiyoruz. Siz bunun İstihbaratçıların Kimliklerini Koruma Yasası’nın çiğnenmesi olacağını mı söylüyorsunuz?

Mahkeme: Evet.[27]

SWP içindeki ajanların açığa çıkmasına yol açacak olan ifadenin onun hakkında yasal kovuşturmaya neden olacağını belirten Sulh Yargıcı Langford, Zborowski’nin lehine karar verdi.

Pekala, benim görüşüm o ki, bu davanın karakteri göz önüne bulundurulduğunda, Bay Zborowski, hakkında dava açıldığında, Belirli Ulusal Güvenlik Bilgilerinin Korunması olarak bilinen ve bu yıl yürürlüğe girmiş olan bir yasa ile karşı karşıya kaldığı zaman, kendisine, görünüşte Sosyalist İşçi Partisi’ne katılan olası istihbarat ajanlarının tespitine yol açabilecek isimler, tarifler ya da başka şeyler sorulduğunda, muhtemelen kendisini o yasanın 601 (a) paragrafını çiğneme riskine sokacaktır.[28]

Zborowski, Gelfand’ı ve avukatını rezil etmek şöyle dursun, gölgede bırakmamıştı. Tersine, Zborowski, Gelfand ile avukatının sorularını yanıtlamaktan, uzun bir yasal mücadelenin ardından, onun Sosyalist İşçi Partisi içindeki savunucularının önemli yardımıyla, bu örgüt içindeki devlet ajanlarını tespit etmeyi bir suç kılan yeni çıkmış federal yasalar sayesinde kurtuldu. Böylece, Troçkist hareket adına Mark Zborowski’yi sorgulamaya yönelik tek ve son fırsat kaçtı.

Siz, Albert Glotzer’e yazılmış 1 Mart 1997 tarihli hüzünlü bir mektupta şunları anımsatmıştınız: “Ölmeden önce Zborowski’yi defalarca görmeye çalıştım, ona en az dört kez telefon ettim ama o her zaman telefonu ya da kapıyı yüzüme kapattı. Domuz!” Öfkeniz isabetsizdi. Bayan Weissman, neden şaşırmıştınız? Eli kanlı bir Stalinist ajan olan Zborowski’nin, gerçekten, sizinle cinayetleri hakkında hoş ve bilgilendirici bir sohbet yapmayı kabul edeceğini mi düşünüyordunuz? Ondan içini açacağını ve sizin anlayışınızı kazanmaya çalışacağını mı umuyordunuz? Kendini rezil eden, Zborowski’ye yönelik saf yaklaşımlarınızla, sizdiniz.

Gelfand davasının sona ermesinden bu yana 32 yıl geçti. Siz, geçtiğimiz birkaç yıl içinde, kendinizi, Mark Zborowski’nin rolüne ilişkin gerçeği yorulmak bilmeksizin açığa çıkarmaya çalışan bir bilim insanı olarak tanıttınız. Bir bıkkınlık ifadesiyle, “korkunç bir arşivsel sansür ve belge labirenti içinde yol bulduğunuzu” yazıyorsunuz. Kibirli bir havada, “Sırları açığa çıkartmak hiç kolay değil” diyorsunuz. Bayan Weissman, bunu Alan Gelfand’a ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ne anlatın! Siz, yalanları ve Hansen, Novack ve Barnes’in örtbaslarını kabullenmenizden utanacağınıza, hala onları ölümsüzleştirmeye çalışıyorsunuz.

Sonuç olarak, sizden, bir kez daha, Mark Zborowski üzerine makalenizin notlarında yer alan karalayıcı çarpıtmaları ve yanlış açıklamaları, halka açık olarak geri çekmenizi talep ediyorum.

Saygılarımla,

David North

Sosyalist Eşitlik Partisi (ABD) Ulusal başkanı

Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin Yayın Kurulu Başkanı

10 Kasım 2015

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir