2 Şubat’ta, Bremen Üniversitesi’nde, Jörg Baberowski’nin açtığı hukuk davasının hedefi olan Genel Öğrenci Komitesi’ne (Asta) destek toplantısına yaklaşık 100 öğrenci katıldı. Berlin Humboldt Üniversitesi’nde Doğu Avrupa Tarihi bölümünden sağcı profesör Baberowski, Bremen öğrenci komitesini, onun sığınmacıları suçlamasını ve şiddet teorisini eleştirmesinin ardından mahkemeye vermişti.
Asta’dan Irina Kyburz, “Bu, tanıtmak için görece az çalışabilmiş olmamıza karşın, son yıllardaki en büyük toplantılardan biri.” dedi. “Katılanlar, Baberowski’nin faaliyetlerine ve siyasi görüşlerine öfkeyle tepki gösterdiler.” Toplantının sonunda, tüm katılımcıların oybirliğiyle Asta ile dayanışma ifade ettiği bir oylama düzenlendi.
Bremen Asta’dan Jan-Eric Hahn ve Irina Kyburz
Toplantının başlangıcında, Kyburz ve Jan-Eric Hahn, neler yaşandığını açıkladılar. Baberowski, Asta’ya karşı, Köln Bölge Mahkemesi üzerinden bir ihtiyati tedbir kararı alınması başvurusunda bulunmuştu. İhtiyati tedbir kararına göre, Asta’nın hazırladığı, Baberowski’nin sığınmacılara yönelik açıklamalarını eleştiren bildiriler, artık dağıtılamıyor ya da çoğaltılamıyor.
Kyburz, “Köln Bölge Mahkemesi’nin Baberowski’ye yönelik yasaklanan eleştirilerimizi alçak iftiralar olarak nitelemesine ve ifade özgürlüğüne ilişkin anayasal hakkımızı savunmamasına karşı öfkeliyiz.” dedi. Yasaklanan Asta bildirisinde yapılan tüm eleştirel yorumlar, Baberowski’nin basına yaptığı açıklamalardan alınmıştı.
Bremen Asta, Berlin’den, Baberowski ile ilgili kendi araştırmalarını ve deneyimlerini anlatmaları için Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in (IYSSE) iki temsilcisini davet etti. IYSSE’nin Humboldt Üniversitesi sözcüsü Sven Wurm, konuşmasına, Berlin Özgür Üniversitesi öğrenci meclisinin aynı günün sabahı kabul ettiği, Bremen Asta ile dayanışma açıklamasını okuyarak başladı.
Wurm, ardından, IYSSE’nin Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) gençlik örgütü olduğunu ifade etti. Wurm, “Bizler, dünyanın birçok ülkesinde, kapitalizmi yıkmak üzere, işçi sınıfına dayanan uluslararası, sosyalist ve savaş karşıtı bir hareket inşa etmek için mücadele ediyoruz.” dedi ve IYSSE’nin merkezi görevlerinden birinin, savaşı ve diktatörlüğü meşrulaştırmak için üniversitelerde yürütülen ideolojik kampanyaya karşı mücadele olduğunu anlattı.
Wurm, Humboldt Üniversitesi’nin sağcı, militarist bir ideoloji merkezi olduğunu açıkladı. Özellikle, tarih, Alman emperyalizminin suçlarını aklamak amacıyla yeniden yazılıyordu. Baberowski Ulusal Sosyalizm’in (Nazizm) suçlarını önemsiz gibi gösterirken, Humboldt Üniversitesi öğretim üyesi Herfried Münkler Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki sorumluluğunu göreceleştiriyordu.
İkinci konuşmacı, Partei für Soziale Gleichheit’ın (PSG, Sosyalist Eşitlik Partisi) ulusal sekreter yardımcısı Christoph Vandreier’di. Vandreier, Bremen Asta’nın toplantı duyurusunda kullandığı Baberowski’den yapılan bir alıntıya değindi. Baberowski, Şubat 2014’te Der Spiegel’de, “Hitler psikopat değildi, kötü niyetli değildi. Masasında, insanların Musevilerin ortadan kaldırılması hakkında konuşmasını istemiyordu.” açıklamasını yapmıştı.
Tarihteki en büyük kitlesel kıyımından sorumlu adam hakkında yapılan böylesi bir açıklama, asılsız ve kan dondurucuydu. Vandreier, “Bu [açıklama], tümüyle yalan.” dedi.
Vandreier, bunun kanıtı olarak, II. Dünya Savaşı’nın ardından Nürnberg Duruşmaları’ndaki Nazi sanıklara karşı kanıt toplamış olan Stuart Schulberg’ın yer aldığı bir video gösterdi. Schulberg, filmde, SS’in Nazi vahşetlerini belgelendiren kendi birimine sahip olduğunu anlatıyor. Vahşetleri resmeden filmler, Hitler’e ve sırdaşlarına akşam yemeğinden sonra “tatlı” olarak gösterildiği için, “tatlılar” diye adlandırılıyordu.
Baberowski’nin görüşlerini özetleyen Vandreier, “Nazilerin ve önderleri Hitler’in kaba tarihsel sahtekarlıklar temelinde Alman üniversitelerinde yeniden tartışma konusu olması oldukça çarpıcıdır.” dedi. Alıntı, bağlamı dışında yapılmamış, aksine Baberowki tarafından, Nazi suçlarının savunucusu Ernst Nolte’nin görüşlerini savunmak üzere ileri sürülmüştü.
Vandreier, konuşmasını, bu açıklamanın bir hata olmadığını göstererek sürdürdü. Gerçekte, Nazi suçlarının göreceleştirilmesi, Baberowski’nin çalışmalarının tümüne yayılıyordu. Onun eserlerinde, Nazilerin Doğu Avrupa’da sistematik olarak planlanmış kitlesel kıyımlar gerçekleştirdiğini inkar eden ve milyonlarca insanın ortadan kaldırılmasını Kızıl Ordu’nun direnişine bir tepki olarak haklı gösteren ifadelerle sıkça karşılaşılıyordu.
Christoph Vandreier
Vandreier, ardından, Baberowski’nin şiddet teorisinin gerici karakterini gösteren çok sayıda alıntı yaptı. Baberowski, özünde, askeri şiddeti ve polis devleti kurulmasını savunurken, toplumsal eşitsizliği ve baskıyı meşrulaştırıyordu. O, bu temelde, “teröristler” ile “dişe diş, kana kan” savaşılmasını savunuyordu. Baberowski’ye göre, “Teröre yalnızca şiddetle karşılık verilebilir.” idi. O, ayrıca, bir “yük” olarak tanımladığı sığınmacıları da suçluyordu.
Vandreier, Baberowski’nin ileri sürdüğü görüşlerin sertliğinin, yalnızca, siyaset kurumunun büyük çaplı sağa kayışı ile bağlantılı olarak anlaşılabileceğini anlattı. Trump’ın seçilmesiyle birlikte, milliyetçilik, yabancı düşmanlığı ve militarizm, Avrupa’da da bir kez daha kabul edilebilir hale geldi. Bu yüzden, Baberowski’nin Trump’ın seçilmesine coşkuyla karşılık vermesi şaşırtıcı değildi.
Vandreier, şimdi Trump’ın baş stratejisti olan Stephen Bannon’un yıllardır yönettiği aşırı sağcı ABD web sitesi Breitbart News’in, Baberowski’yi sığınmacılara karşı duruşu nedeniyle övmüş olmasına dikkat çekti. Baberowski’ye, aşırı sağcı Alman gazetesi Junge Freiheit ile faşist Alman Ulusal Demokratik Partisi’nin (NPD) yanı sıra, en büyük neo-Nazi sitesi The Daily Stormer’dan da benzer övgüler gelmişti.
“Bu yayınların ve partilerin herhangi birine karşı yasal işlem başlatmak ya da en azından kendisini onların görüşlerinden uzaklaştıran bir açıklama yayınlamak, Baberowski için sorun olmazdı.” diyen Vandreier, sözlerini şöyle sürdürdü “Ama o, bunun yerine, sağcı görüşlerini eleştirmeye cüret eden Bremen’deki Asta’ya dava açtı. Besbelli ki Baberowski, kendisini bu tür sağcı çevreler içinde evinde hissediyor.”
Siyaset kurumu kapitalizmin derin krizine ve artan toplumsal eşitsizliğe keskin bir sağa dönüşle tepki verirken, halkın geniş kesimleri sola yöneliyor. IYSSE, bu gelişmeyi, savaş yönündeki ideolojik hazırlığa karşı çıkan kampanyasıyla doğruladı.
Vandreier, alkışlarla birlikte, konuşmasını şöyle noktaladı: “Üniversite yönetimi, gazeteler, profesörler, hepsi Baberowski’yi savunur ve bizi suçlarken, bizler, haklarımızı savunmak üzere öğrencileri ve işçileri harekete geçirebildik. Baberowski ve müttefikleri bize karşı kampanyalarını her hızlandırdığında, daha fazla desteği harekete geçirebildik. Baberowski, bizi kulüp odalarından yoksun bırakmaya ve üniversiteden atmaya çalışmasının ardından, şimdi de Bremen’deki Asta’ya dava açmayı deniyor. O, açıkça, oldukça hırslı bir gündeme sahip.”
Bremen Üniversitesi’ndeki etkinlik
Toplantının ardından, öğrenciler, anlatılanlara desteklerini ifade ettiler. Bir öğrenci, konuşmacılara, “mükemmel sunumları için” teşekkür etti. En sonunda, Kyburz, Bremen Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi dersi veren ve toplantıda hazır bulunan Profesör Frieder Nake’in dayanışma açıklamasını okundu.
Açıklamada, şöyle yazıyordu: “Bu adam fazlasıyla alıngan olmalı. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önemine yönelik duyarlılığı ne kadar az gelişmiş. Onun, Almanya’nın yakın ve kesinlikle seçkin olmayan tarihinden dersler çıkarmaya çalışanlara ilişkin düşüncesi nasıl da kaba.” Nake’nin Baberowski’yi eleştiren açıklaması da büyük alkışla karşılandı.
06 Şubat 2017