AKP’nin süt projesi, çocuk zehirlenmeleri ve açıklamalar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın desteklediği “Okul Sütü Projesi” kapsamında, Çarşamba günü okullarda ücretsiz olarak dağıtılan sütler binlerce çocuğun zehirlenmesine yol açtı. Hükümet sözcüleri ve valilikler tarafından savunmaya yönelik, önemsiz ve sıradan bir olaymış gibi yapılan açıklamalar, iş cinayetlerinin arkasından yapılan açıklamaları hatırlatıyor.

32 bin 500 okulda 7,2 milyon öğrenciye sütün dağıtıldığı iki gün içerisinde yaklaşık 4000 öğrenci zehirlenme şikayeti nedeniyle hastanelere başvurdu. Ancak bu başvuruların nedenleri, hükümet sözcülerinden Bülent Arınç’a göre “aşırı dozda” tüketilmesinden, valiliklerden gelen açıklamalara göre “psikolojik”, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Sağlık Bakanlığı’na göre ise “normal” olarak görülüp yorumlandı. Şu ana kadar kamuoyunu tatmin etmeyen bu açıklamalar, dağıtılan sütlerden alınan numunelerin analizi sonucunda elde edilmiş bilgiye göre bir bilimsellik taşımamaktadır. Açıkça görülmektedir ki analiz sonuçları bilinçli bir şekilde gündeme getirilmemekte, böylece bir şeyleri gizleme ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Üretici ve dağıtıcı firmaların konuya ilişkin sessizliklerini koruyarak bir açıklamada bulunmamaları şüpheleri daha da artıyor. Süt numunelerinin bağımsız bir laboratuvarda bağımsız gıda mühendisleri tarafından analizleri yapılmalı ve sonuçlar kamuoyuna acil bir şekilde açıklanmalıdır. Bu açıklamaya kadar, okullarda süt dağıtımı durdurulmalı; analiz sonuçlarının olumsuz olması durumunda tüm yetkililer, üretici ve dağıtıcı firmalar derhal yargılanmalıdır.

MEB, Ulusal Süt Konseyi işbirliği ile “Okul Sütü Projesi” uygulamasını çocukların “sağlıklı ve dengeli beslenmesini sağlamak amacıyla” başlatmış olduğunu söylemişti. Bu uygulamanın, bu amaçla olmadığını yapılan açıklamalardan ve çocukların sağlığına verdikleri değerden görmüş olduk. Daha öncesinde gördüğümüz başka bir nokta var. MEB, “Okul Sütü Projesi” uygulamasının amacını şu şekilde ifade ediyor: “Özel okullar hariç, anasınıfından itibaren beşinci sınıf öğrencileri dahil olmak üzere; okul öncesi ve ilköğretim okulu öğrencilerine uzun ömürlü kutu süt dağıtılarak, çocukların dengeli beslenmesini sağlamak suretiyle gelişme oranlarını arttırmak ve arz fazlası sütün değerlendirilerek üretimde istikrarı sağlamaktır.” [1] Her ne kadar AKP’nin “Okul Sütü Projesi” uygulamasının amacında çocukların dengeli beslenmesini sağlamak yer alsa da, aslında amaç piyasadaki arz fazlası sütün değerlendirilerek süt sektöründeki büyük firmaların desteklenmesidir. Projenin amaç kısımında açık ve net bir şekilde yazılmasının yanında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de yaptığı bir açıklamada, bu proje uygulaması ile birlikte çalışmanın “bir amacının da” süt üreticilerini ve sanayiyi desteklemek olduğunu ifade etmişti. [2]

Biz çok iyi biliyoruz ki, kapitalist sistemde burjuva politikacılar insanların ihtiyaçlarını ve sağlığını göz önünde bulundurarak durduk yerde sistemin işleyişine ters bir şekilde bir şeyleri dağıtma gereği duymazlar. “Mevsimsel süt arzı fazlalığı”nı gidermek amacıyla “halka hizmet” propagandasıyla proje üreten hükümet, işçi ve emekçilerden yüksek miktarda aldığı vergiler sayesinde kapitalistlerin üretim fazlası ürünlerini, belki de son kullanma tarihi geçmiş bozuk ürünlerini satın alarak kapitalistleri büyük bir dertten kurtarıyor ve üstelik kapitalistlerin kâr hırsı uğruna halkın sağlığını tehlikeye sokuyor. Yakın bir zamanda ve geçmişte buna benzer olaylara gerek Türkiye’de gerekse de dünyanın başka bir ülkesinde rastlamıştık. Çin’de melaminli süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi [3] sonucunda bebek ölümleri meydana gelmiş ve binlerce bebek hastalanmıştı. Japonya’da da politikacılar Fukuşima’dan sonra suda radyasyon olmadığını kanıtlamak için reaktör suyunu içmişti. Hafızalardan silinmeyen bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Özetle, tüm bunlar, bir avuç azınlığı temsil eden kapitalistlerin bitip tükenmek bilmeyen kâr hırsı uğruna yaşanmaktadır.

Her fırsatta kapitalistlerin çıkarlarını gözeten AKP hükümeti, gıda, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarda izlediği politikalarla bu ihtiyaçları ticarileştirerek gün geçtikçe halkın ücretsiz, sağlıklı ve nitelikli bir şekilde temel haklarına ulaşmasını güçleştirmektedir. Son yaşanan süt skandalı ve durumu geçiştirmeye yönelik açıklamalar da egemenlerin ciddi bir tepkiyle karşılaşmadıkça ne kadar pervasızlaşabildiğini bir kez daha göstermektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir