1 Mayıs’ta, dünya genelinde milyonlarca insan, uluslararası işçi sınıfının tarihini, mücadelelerini ve taleplerini kutlayan işçi bayramında protesto yürüyüşlerine ve grevlere katıldı. Protestoların havası ve ruh hali, toplumsal eşitsizliğe ve emperyalist savaşa yönelik yaygın halk öfkesinin ortasında, kitlelerin uluslararası ölçekte artan radikalleşmesini yansıtıyordu.
Her kıtada, tüm renklerden kapitalist hükümetler militarist ve otoriter gündemlerini hızlandırırken, yürüyüş yapan protestocular polis baskısı tehdidiyle karşılaştılar. Protestolar, işçilerin uluslararası ölçekte karşı karşıya olduğu bir diğer önemli güçlüğü aşamamıştı: 1 Mayıs gösterilerinin çağrısını yapan şirket yanlısı sendikalar ve onların burjuva hükümetleri kapsayan müttefikleri. İşçilerin etkinlikleri boykot ettiği bazı yerleri de içeren birçok ülkede, protestolar, işçi sınıfına yönelik düşmanlıklarının inkar edilmesi mümkün olmayan güçler tarafından örgütlendi.
Paris’te, Mayıs-Haziran 1968 çalkantılarına değinen bir döviz
Avrupa genelinde, Fransa’da, İspanya’da, Yunanistan’da ve Rusya’da, kemer sıkmaya ve savaşa karşı kitlesel protestolar düzenlendi. Fransa’da, Mayıs-Haziran 1968 genel grevinin 50. yıldönümüne sadece haftalar kala, Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un sosyal kesintilerine ve hükümetinin Suriye’yi bombalamasına karşı artan grevlerin ortasında, ülke genelinde yüz binlerce insan yüzlerce protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Paris ile Marsilya’da on binlerce kişi yürürken, Toulouse, Rennes, Lyon, Bordeaux, Nantes, Lille, Strasbourg ve Nancy’de binlerce insan yürüdü.
Paris’te, çok sayıda polis ile bir McDonald’s restoranına ve bir Renault araba bayisine Molotof kokteyli atan maskeli protestocular arasında çatışmalar çıktı. 200 dolayında insan gözaltına alındı ve tüm siyaset kurumu güçleri, Fransa’da daha fazla polis önlemi talep ederek protestoyu kınadı.
İspanya’da, on binlerce insan, Madrid’te ve Barselona’da kemer sıkmaya karşı yürüdü. Barselona’da, göstericiler, ayrıca, geçtiğimiz Ekim ayındaki Katalan bağımsızlık referandumu üzerine krizin ardından Madrid’deki merkezi hükümetin Katalonya’da dayattığı seçilmemiş hükümeti protesto ettiler. Sendikalar, ülke genelinde toplam 70 kentte protesto çağrısı yapmıştı.
Yunanistan’da, Syriza hükümetinin AB kemer sıkma politikalarına karşı artan öfkenin ortasında, işçiler greve gittiği için taşımacılık ve toplu ulaşım durma noktasına geldi ve Atina ile Selanik’teki çok sayıda mitinge binlerce insan katıldı. Anlamlı bir şekilde, Syriza, kendisine karşı protesto çağrısı yapan sendika federasyonlarıyla sıkı bağlara sahip. Yine de, halk kitleleri, hem AB’ye hem de üç yıl önce kemer sıkmaya son verme sözüyle iktidara gelen ama onu uygulamayı sürdüren Syriza’nın ihanetine meydan okuyarak gösteri yaptı.
Avrupa genelinde başka ülkelerde de protestolar düzenlendi. Viyana’da 12.000 kişi Avusturya hükümetinin sosyal kesintilerini protesto ederken, Alman Sendika Federasyonu’na göre, Almanya genelinde 340.000 kişi yürüyüş yaptı.
NATO’nun Rusya karşıtı tehditlerine yönelik büyüyen halk öfkesi, ülke genelinde 735 kentte, Devlet Başkanı Vladimir Putin’e siyasi destek veren sendikalar ve partiler tarafından örgütlenen yürüyüşlerde ifade edildi. Moskova’daki ana mitingde en az 130.000 insan yürürken, Krasnodar’da 60.000, St. Petersburg’da 50.000 ve Vladivostok’ta 20.000 kişi yürüdü. Moskova’nın şifreli mesajlaşma uygulaması Telegram’ı engellemesine karşı ya da ABD destekli muhalif siyasetçi Aleksey Navalni lehine yapılan daha küçük protestolarda ise birkaç yüz kişi toplandı.
Kanada ve ABD genelinde, Hamilton, Ontario’daki bir kiracı grevini ve Arizona’da devam eden öğretmen grevini kapsayan çeşitli protestolar, grevler, eylemler, işgaller ve gösteriler gerçekleşti. Liman işçileri Batı Yakası limanları genelinde ILWU tarafından örgütlenen grevlere katılırken, New York’ta, New School öğrencileri yeni bir toplu sözleşme mücadelesi veren işçilerle dayanışma göstermek için yemekhanelerini işgal ettiler.
Ortadoğu’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin artan baskısına karşı çıkan on binlerce insan Türkiye genelinde yürüdü. Erdoğan protestolara karşı geniş çaplı bir polis varlığı seferber ederken, İstanbul’daki ana protestoya 100.000 dolayında insan katıldı; başkent Ankara’daki Tandoğan Meydanı’nda ve ülke genelinde başka kentlerde daha küçük protestolar gerçekleşti. İstanbul’da, Türk kontrgerillasının tam 41 yıl önce 1977’deki kanlı 1 Mayıs katliamında protestocuları katlettiği Taksim Medyanı’na ulaşmaya çalışan onlarca kişi gözaltına alındı.
Afrika genelinde, 1 Mayıs, yürüyüşlerle ve devlet destekli mitinglerle kutlandı. Güney Afrika’da, milyoner Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Güney Afrika Sendikalar Kongresi tarafından düzenlenen mitingde sıcak bir şekilde karşılandı. Ramaphosa’nın önderlik ettiği madenciler sendikası 2012’de kendi grevci üyelerinden onlarca işçinin öldürüldüğü Marikana katliamına destek vermişti.
Asya’da, Hindistan genelinde Yeni Delhi’de, Kalküta’da, Amritsar’da ve Bangalore’da protestolar düzenlenirken, Sri Lanka’daki Sirisena-Wickremesinghe hükümeti özel olarak Sosyalist Eşitlik Partisi’nin planlanmış yıllık 1 Mayıs etkinliklerini düzenlemesini engelleme hedefiyle tüm protestoları ve toplantıları yasakladı. Çok sayıda SEP üyesi ve destekleyicisi, buna, hükümetin antidemokratik ve işçi sınıfı karşıtı saldırılarını protesto etmek için Colombo Fort tren istasyonunda eylem düzenleyerek karşılık verdi. Pakistan’da, işçiler ve eylemciler, daha iyi çalışma koşulları talep etmek için Karaçi’de meşalelerle bir miting düzenlediler.
Güney Kore’de, Kore Yarımadası’ndaki devasa bir askeri takviyenin ortasında, tüm işçiler için daha yüksek ve kabul edilebilir bir ücret ve iş güvencesi talep eden 20.000 dolayında protestocu, başkent Seul’de düzenlenen Kore Sendikalar Konfederasyonu’nun gösterisine katıldı. Endonezya’da, çeşitli sendikalardan yaklaşık 10.00 işçi, daha yüksek ücretler ve taşeron çalışmaya son verilmesi talebiyle Cakarta’daki devlet başkanlığı sarayının dışındaki bir mitinge katıldı.
Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh’de, yaklaşık 2.000 hazır giyim işçisinin mitingi için de çalışmayla bağlantılı sıkıntılara odaklanma çağrısı yapılmıştı ancak miting çevik kuvvet tarafından yarıda kesildi.
Filipinler’de, çeşitli çalışma gruplarından işçiler, Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin devlet başkanlığı sarayının dışında, kampanya vaadi olan kısa süreli istihdama son verme sözünü yerine getirmeyi reddetmesini protesto etmek için Duterte’nin temsili kuklalarını yakarak gösteri düzenledi. İşçiler, ayrıca, iş, daha yüksek ücret ve hükümet baskısına son verilmesini talep ettiler.
2 Mayıs 2018