Taral Tarım Makina ve Aletleri Fabrikası’nda 27 işçi DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkarıldı. Dün fabrika önünde basın açıklaması yapan işçiler “işe sendikalı olarak dönme” talepleri karşılanana kadar fabrika önündeki bekleyişlerinin süreceğini belirttiler. İşten atılan işçiler basın açıklamasını hala fabrikada çalışmakta olan işçi arkadaşlarıyla gerçekleştirdiler.
Toprak işleme makineleri, hasat makineleri, bahçe ekipmanları ve tarımsal ilaçlama makinelerinin üretildiği fabrikada toplam 130 işçi çalışıyor. İşçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücret alıyor. Ücretlere son yıllarda zam yapılmazken fabrikada yaklaşık 20 yıldır çalışan işçiler bile 800 TL civarı bir maaş alıyor.
Zam alınamamasının ve mesailerin de kaldırılmasının ardından, kölece çalışma koşullarını geriletebilmek için sendikal örgütlenme yoluna giden ve Birleşik Metal-İş’e üye olmayı seçen işçilerden, öncelikli olarak 12’si işten çıkarılmıştı. Daha sonrasında diğer üye olan işçilerin de çıkarılması sonucu bu rakam 27’ye ulaştı.
İşçilerin çoğunluğunun Birleşik Metal-İş’e üye olmak istediklerini öğrenen fabrika müdürü çalışmakta olan işçileri bu konudan vazgeçirmek adına “ikna konuşmaları” yaparak “Birleşik Metal-İş dışında başka bir sendika için işçilere yardımcı olacağını” söyledi. Ancak fabrikada çalışan işçilerin çoğunluğu Birleşik Metal-İş’te örgütlenmekte kararlılar.
Taral Makina Topkapı’da bulunuyor. Topkapı kentsel dönüşüm sürecinin doğrudan etkilediği sanayi bölgelerinden bir tanesi. Bu proje kapsamında Topkapı’nın finans ve ticaret merkezi haline getirilmesi için, bölgedeki sanayi kuruluşlarının şehir dışına taşınması planlanıyor. Projenin sona erişi için planlanan son tarih ise 2017.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz ay, Topkapı’da bulunan Şişecam fabrikasında taşınma işlemi gerçekleşmişti. Hükümetin patronlara sağladığı teşviklerin etkisiyle ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “kentsel dönüşüm” projesi kapsamında fabrika Eskişehir’e taşınmıştı.
Bununla birlikte Topkapı fabrikasında çalışan işçiler işten atma saldırısıyla karşılaştılar. İşçiler, üretimin sonlandırılmasının ardından fabrikayı işgal ederek Şişecam patronlarının işten atma saldırısına karşı eylem sürecini başlatmışlardı. Taban komitelerini inşa etmeyerek ve inisiyatifi kendi ellerine almayarak geleceklerini sendikal önderliğe teslim eden işçiler, mücadeleleri sayesinde, sendikaya rağmen işten atılmayı engellediler fakat direnişin başında ana talep olarak öne sürdükleri “mevcut haklarla yatay geçiş” hedefini hayata geçiremediler. Sendika bürokratlarının işçilere sormadan Şişecam şirketiyle anlaşması sonucu 193 işçiden önemli bir kısmı, Topkapı’da çalışırken sahip oldukları mevcut ücret ve sosyal haklarda gerilemeyle Şişecam şirketinin başka illerdeki fabrikalarına kura yöntemiyle dağıtıldılar.
Bugün benzer tehlikeler Taral Makina işçileri için de geçerlidir. Sendikada örgütlenme girişiminde bulundukları için işten atılan Taral Makina işçilerini ve Topkapı’daki tüm işçileri önümüzdeki yıllarda topluca işten atılma tehlikesi beklemektedir.
Taral Makina işçileri, patronun işten atma saldırısına karşı, üretime devam eden işçi kardeşlerini de dahil ederek kendi fabrika komitelerini kurmalı ve başta DİSK’e üye olan işçiler ile mücadelelerini ortaklaştırmak için girişimde bulunmalılar. İşçiler gerçek kazanımlarını belirleyecek olan kararları sendikal önderliğin belirlemesine ve onları “hukuki mücadelelerle” sınırlı bir noktaya sürüklemelerine izin vermemeliler. Taral Makina işçileri kendilerinin sınıf kardeşlerinden yalıtılmasına karşı, zaman kaybetmeden, bu haklı mücadelelerini tüm Topkapı işçilerine yayma iradesini göstermeliler. Bugüne kadar yaşanan ve bugün sürmekte olan direnişlerin de gösterdiği gibi, DİSK veya Birleşik Metal-İş, aynı diğer sendikalar gibi bu saldırılara karşı örgütlü işçilerinin üretimden gelen gücünü ve kitlesel militan mücadelesini hayata geçirmeyeceklerdir. Bunu, yalnızca tabandan örgütlenmiş işçiler hayata geçirebilir.
İzmir’deki BMC fabrikası işçilerinin, 3 aydır ücretlerini alamadıkları için, fabrikada yaptıkları toplantıyla iş bırakma kararı almaları ve bunu hayata geçirmeleri tüm işçilere örnek olmalıdır. Grevin “yasadışı” olduğunu dillerinden düşürmeyen sağcı, “solcu” tüm sendikalara karşı, BMC işçileri, Türk Metal sendikasının engelleme çabasına rağmen, sendikayı aşarak bu kararı alıp hayata geçirebildiler; bu noktadan sonra, işçilerin haklarını mücadele sonunda elde etmelerinden çok, sınıfın militan mücadelesini canlandırmaya başlamaları işçi sınıfının asıl kazanımıdır.