Reyhanlı protestoları: Katil AKP’dir!

Bugün başta Antakya olmak üzere birçok ilde dün Reyhanlı’da gerçekleşen terörist saldırıya ve AKP’ye karşı protesto gösterileri yapıldı. Alanlara çıkan emekçiler ve gençler saldırının sorumlusunun AKP olduğunu vurguladılar.

İstanbul’da da KESK ile çeşitli siyasi parti ve gruplar tarafından Şişli’de bir yürüyüş gerçekleştirildi. Birçok sol grubun adının okunduğu eyleme katılım, olması gerekenin oldukça altında ve yüzlerle sınırlıydı.

Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarla ve atılan sloganlarla Reyhanlı’daki terör saldırısının AKP’nin izlediği politikanın bir sonucu olduğu vurgulanırken onun ve medyanın savaş kışkırtıcılığına karşı çıkıldı.

Okunan basın açıklamasında AKP’nin Suriye’de savaş kışkırtıcısı ve emperyalizm işbirlikçisi politikasına son vermesi gerektiği, sınır kentlerinin silahlı cihatçıların/çetelerin üssü olmaktan çıkarılması, emperyalistlerle ya da tek başına Suriye’ye yönelik bir müdahaleye girişilmemesi ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hatay valisinin istifa etmesi gerektiği vurgulandı.

Birçok ilde bu ve benzeri protestolar ve açıklamalar gerçekleştirilirken, BDP’den, AKP’nin dünkü saldırının gerçek sorumlusu olduğuna karşı çıkan bir açıklama geldi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hükümetin yanında olduklarını vurgularken, BDP’nin kuruluşuna öncülük ettiği ve ana gövdesini oluşturduğu HDK ise İstanbul’daki basın açıklamasının imzacılarındandı. Aynı zamanda HDK yaptığı ayrı bir açıklamada “saldırının siyasi sorumlusu AKP’dir” diyordu.

Bu açık çelişki, içinden geçmekte olduğumuz dönemin geçmişte olduğu gibi tutarsız ve günübirlik politika izlemeye izin vermeyen karakterinin bir ifadesidir. AKP’de temsil olunan Türkiye burjuvazisinin bölgesel planlarına eklemlenme yönünde önemli bir adım atan BDP’nin bugün geldiği nokta bu yüzden bizler için şaşırtıcı değildir, fakat bu durum kendilerini sosyalist olarak tanımlayanların net bir tavır almasını dayatmaktadır.

Siyasi ve toplumsal altüst oluş koşulları, demokratik söylemlerin arkasına gizlenen gerçek sınıfsal kökleri açıkça ortaya sermekte ve tüm sol grupları, hangi sınıfın tarafında yer alacağını seçmeye zorlamaktadır.

Suriye’nin geleceğine ilişkin ortak bir çizgi, AKP-PKK barışının asli bir parçasıdır. Tüm samimi sosyalistler, bu ortaklıkla aralarına kalın bir çizgi çekmek; tüm bölgede gerçek ve kalıcı bir barışı yaratmak için, savaşı yaratan burjuvaziyi ve onun temsilcilerini devirmeyi amaçlayan devrimci işçi sınıfı alternatifini örgütlemek sorumluluğuyla karşı karşıyadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir